Beni Sidney gezimiz sırasında en çok etkileyen yapılardan biri. Sadece almış olduğu ödüller ya da portakal kabuğunu andıran görüntüsü değil ilgimi çeken. Opera Evi’nin hikayesi de en az kendisi kadar ilginç. Eğer Sidney’e gidersen binayı sadece dışarıdan görmekle yetinme, mutlaka içine de gir derim. Belirli saatlerde düzenlenen rehberli turlar sayesinde opera ve tiyatro salonları görebilir,…
DESTİNASYONLAR
Doğu Karadeniz – Bölüm II (Ambarlı Yaylası ve Ambarlı Gölleri)
Sabah erkenden horoz sesleri ile uyanıyorum. Penceremden dışarı kafamı uzattığımda kendimi dedesi ile dağlarda yaşayan Heidi gibi hissediyorum. Etrafta tavuklar, horozlar ve inekler var. Dün Fırtına Deresi’nin sesini dinleyerek, serinliğini hissederek yemek yemişim, sonra tavşan kanı çayımı yudumlamış, gözlerime yeşil ziyafeti çekmiştim. Bugün ise güne köy peyniri ve karakovan balı ile kahvaltı yaparak güne başlıyorum….
Haziran’da Sanat Fuarı İçin Basel’e Gitmeli
Ren Nehri’nin iki yakasına kurulmuş Basel dünyanın en önemli sanat ve mimari merkezlerinden biri. Zürih’e geldiysen 40 dakika’da gidiş dönüş 62.00 CHF ödeyerek Basel’e gidebilirsin 1 günlüğüne. Basel’e gitmek için en güzel zaman Haziran. Basel her sene Haziran ayında çağdaş sanat dünyasının en önemli ve prestijli fuarı Art Basel’e ev sahipliği yapıyor. Bu sene fuar…
Öğrenci Şehri Lozan
Cenevre’den 45 dakikada 32 CHF ödeyerek Lozan’a trenle gidebilirsin. Öğrenci şehri Lozan için bir yarım gün yeter de artar bile. Lozan’ın en göz alıcı yapısı inşaatı 13. yüzyılda tamamlanmış Notre Dame Katedrali. Katedral tüm İsviçre’nin en güzel Gotik katedrali olarak kabul ediliyor. Katedralin güney cephesinde yer alan 13. yüzyılda yapılmış bu pencere (Rose Window) mevsimleri,…
Doğu Karadeniz Bölüm V (Maral –Mindieti- Şelalesi)
Sabah kahvaltısından sonra Maral Köyü’ne doğru kısa bir araba yolculuğu yapıyoruz. Köyün camisini – ahşap mimarisi çok güzel – gezdikten ve biraz soluklandıktan sonra bugünkü hedefimiz olan Maral Şelalesi’ne doğru yola koyuluyoruz. Araçtan indikten sonra yaklaşık 30 dakika yürüyerek varılan Maral Şelalesi’ne iniş çok dik. O bölgede çocukluğundan beri yaşayan Salih Arslan da üşenmeden toprağı…
Zürih’in En Lüks Caddesi: BahnhofStrasse
1871 yılında inşa edilmiş Neo-Rönesans tarzı tren istasyonu şehrin tam merkezinde konumlanmış. Bahnof’un kapıları Zürih’in lüks markaların ve restoranların yer aldığı en pahalı caddesi Bahnhofstrasse’ye açılıyor. Zürih’in en lüks bulvarı Bahnhofstrasse’deki ParadePlatz’da konumlanmış Galerie Gmurzynska’da bu aralar New York’lu artist Scott Campbell’ın “Bless This Mess” isimli sergisi var. Sergide Amerikan Dolarını kullanıp farklı eserler ortaya…
Doğu Karadeniz – Bölüm IV (Pokut – Şenyuva – Machael)
Pokut göz alabildiğine ladin ormanları ile kaplı. Büyülü bir yer burası. Burada yayla insanlar için özgürlük demek. İnsanlar özgürce yayılıyor yaylada toprağa, hayvanlar da diledikleri gibi dolanıyor, otluyor… Vartevor gelip çattığında ise gece yaylada seçilen bir evin ahırında tulum eşliğinde horon vurulur , türkü söylenirmiş. Eğer grup içinde birbirini beğenen genç kız- erkekler varda, “sevdalık”…
Londra – Doğu Yakası Hikayesi: Brick Lane
Kraliçesi, prensleri, Londra Kalesi, kırmızı otobüsleri ve siyah taksileri, her gün şehrin farklı bir yerinde açılan restoranları, ödüllü müzikalleri, sanat ve tasarım üzerine sergileri, galeri ve vazgeçemediğim pazarları ile Londra her mevsim yağmurlu olmayı başaran havası ile benim kalbimde ayrı bir yere sahip. New York, Paris ve Londra üçlemesinde ben seneler önce tercihi yaptım bile……