Çeşitli sağlık sorunları sebebiyle glutensiz, sütsüz ve yumurtasız bir hayat yaşamaya çalışıyorum. Oğlum da bebekliğinde çok uykusuz geceler geçirdiğinde besin alerjisi olup olmadığını anlamak için sıkça doktor ziyaretleri yapmıştık. Bu durumun zor olduğundan yakınırken geçtiğimiz günlerde hem kendisi hem de çocuğu alerjik bir bünyeye sahip olan Özlem Ceylan ile tanıştım.
Ailesindeki herkesin alerjik bir bünyeye sahip olduğunu anlatan Ceylan’ın 5 yaşındaki oğlu Efe de aynı durumda. Oğulları Efe’nin besin alerjisi var. Aralık 2014’ten beri Eozinofilik Gastrointestinal Hastalıklar olarak bilinen ve basit bir anlatımla bağışıklık sisteminin besinlerdeki proteinleri vücuda saldıran mikroplarla karıştırıp bunlara karşı savaş başlattığı kronik, tıpta henüz tedavisi olmayan bir hastalıkla yaşamaya çalışıyor Efe. Ceylan, oğlu Efe’nin 11 aydır sadece 3 gıda ile beslendiği için gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak oldukça zor günler geçirdiğini söylüyor. Oğlu Efe’nin tedavi süreci devam ederken Ceylan hikayelerinin diğer ailelere de örnek olması ve toplumda farkındalık uyandırması için alerjikanne.com isimli bloğunu yazmaya başlıyor ve Alerji ile Yaşam Platformu’nu kuruyor. Ceylan amaçlarını kısaca şöyle açıklıyor; “Sağlık, ilaç ve gıda sektörleri ile yakın temasta bulunarak alerjik çocuklar yararına daha çok proje ve ürün geliştirilmesini talep ediyoruz.”
Başka alerjik annelerin ve çocuklarının hikayelerini dinledikten sonra konuyla ilgili çocuk sağlığı hastalıkları ve alerji uzmanı aynı zamanda “Çocuklar ve Alerji” kitabının da yazarı Prof. Dr. Yonca Tabak ile görüştüm. Tabak, alerjinin günümüzde her 5 çocuktan birinde bir şekilde kendini gösterdiğini belirtiyor; “Alerji en sık alerjik bronşit ya da çocuk astımı diye adlandırdığımız bir tablo ile karşımıza çıkmakta. Tekrarlayan ataklar halinde gelişen, çocuğu sabaha kadar uyutmayan öksürük nöbetleri, göğüste hırıltı ve nefes darlığı belirtileri ile karşımıza çıkan çocuk astımı sıklıkla nefes açıcı buhar tedavilerine olumlu yanıt verir. Bir öksürük nefes açıcı buhar tedavisine iyi yanıt veriyorsa bunun astım olabileceğinden şüphelenmek çok önemlidir”.
Çocuklarda solunum yolu bir bütün olduğu için bronşlar alerjiden etkilenirken sıklıkla burnun da aynı alerjik durumdan etkilendiğini ve alerjik nezle tablosu geliştiğini belirtiyor Tabak, “Devamlı burun tıkanıklığı, ağız açık uyuma, horlama, sık görülen geniz akıntısı, geçmeyen balgamlı öksürükler, burun akıntısı ve sık tekrarlayan orta kulak iltihabı olan çocuklarda, hapşırık, burun kaşıntısı olmasa bile mutlaka alerjik nezleden (saman nezlesi) şüphe etmek gerekir.” Günümüzde çocuklarda alerjik nezle ve alerjik bronşitin en sık nedeninin ev tozu akar alerjisi olduğunu söyleyen Tabak, halılarda, yatak yorgan yastık gibi eşyalarda farkında olmadan bizimle beraber yaşayan bu canlıların solunum yolundan etki ederek alerjiye neden olduklarını belirtiyor.
En sık görülen bir diğer alerjinin de alerjik egzama (atopik dermatit) olduğunu belirten Tabak, sıklıkla bebeklikte görülen yanaklarda isilik tarzı pütürlenme ve kuru cildin çocuğun alerjik olduğunun ilk işareti olarak kabul edilmesi gerektiğini, erken yaşta alerjinin fark edilip, araştırılmasının ileride gelişebilecek alerjik nezle ve alerjik bronşiti önleyici rol oynayacağını belirtiyor.
Gıda alerjilerinin bebeklerde “çocuk reflüsü” olarak tanımlanan, fışkırır tarzda kusmalar, iştahsızlık, kilo almama ve bazen de kakada kan ve sümük görülmesi ile kendini belli ettiğini söyleyen Tabak, gıda alerjilerinin yüzde 90’ının inek sütü, yumurta, balık ve deniz ürünleri, buğday vb. tahıllar ve kuruyemişlere karşı geliştiğini belirtiyor; “Bebeklikte gelişen egzama, kusma ile seyreden reflü ve kakada kan görülmesi durumunda çocuğun yaşı ne olursa olsun bu beş gıdanın mutlaka araştırılması gerekir”.
Tabak, alerjiden şüphe edilen her durumda, üç yaşından önce kandan yapılan testlerle, üç yaşından sonra da deri testi ile çocuklarda alerjinin araştırılmasını öneriyor; “Çıkan sonuca göre çocuğun alerjik olduğu maddeden uzak durması çok önemlidir. Örneğin inek sütü alerjisi varsa, hiçbir şekilde süt ve süt ürünü tüketmemesi, ev tozu alerjisi varsa çocuğun evinde, hiçbir odada halı bulundurulmaması, yatak yastık yorgan için özel alerji kılıfları kullanılması temel koruyucu tedavilerdir. Alerjik astım bronşit bir çocukta teşhis edilmişse, hastalığın doğası gereği bu duruma mide reflüsünün eşlik edeceğini bilmek ve buna uygun önlemler almak da çok önemli. Ağız kokusu, iştahsızlık, diş gıcırdatma, ses kısıklığı ya da krup denilen havlar tarzda kaba sesli öksürük atakları söz konusu ise çocukta reflü olabileceğini düşünmek gerekir. Çikolata ve kakaolu gıdalar, reflüye sebep olan kafein içeriği nedeniyle, alerjik çocuğun mutlaka kaçınması gereken gıdaların başında geliyor. Ayrıca, sigara dumanı, küf kokusu ve kimyasal kokular astımlı çocukta atak tetikleyici rol oynayacaktır. Bu nedenle ev ve okul ortamının bu maddelerden temizlenmesi gerekir. Ayrıca doktor kontrolünde verilen ilaçlar ve uygulanan dilaltı aşı tedavisi de alerjinin kontrol altında alınmasında önemli rol oynuyor.”
Not: Çocuğunuzda nöbet şeklinde durdurulamayan öksürük krizleri oluyorsa; gece uykusu bölünüyorsa; solunum yolu enfeksiyonları 10 günde antibiyotiksiz, kendiliğinden geçmiyorsa, sık tekrarlayan orta kulak iltihabı ve geniz eti büyümesi söz konusu ise, ses kısıklığı, ağız kokusu, kusma, iştahsızlık ile beraber köpek havlaması şeklinde boğuk öksürük nöbetleri geliyorsa, mutlaka bir çocuk alerjisi uzmanınca muayene, takip ve tedavi gerekir.
Bir cevap yazın