Ne kadar çok seyahat etsem de otel odaları ile aram her zaman iyi olmuyor. Seçimlerimi tatile gidiyorsam kendim yapsam da iş veya toplantı için gittiğim otelleri seçme şansım her zaman mümkün olmuyor. Her kaldığım otel odası da bu fotoğraftaki gibi temiz, düzenli, dekorasyonu albenili ve insana kendini evinde hissettiren bir sıcaklığa sahip olmuyor, olamıyor ne yazık ki.
Sayısız seyahat sırasında sayısız otelde kalıyorsun, artık hangi zaman hangisinde kaldığını bile unutuyorsun. Arasından beğendiklerini seçip o şehre tekrar gidersem diye not ediyorsun. Bazen klasiklerden vazgeçmiyorsun, bazen yeni bir şey denemek istiyorsun. Sonuçta, seyahat dedin mi, otel odası bunun büyük bir parçası oluyor. Otel odası seçerken, otel bakarken hangi siteleri ve hangi uygulamaları kullandığımı paylaşmıştım. Şimdi sırada otel tecrübelerimi anlatmaya geldi. İnanır mısın otel odalarında yaşadığım sorunlar ve hayal kırıklıklarından sonra kendi kendime geliştirdiğim “Otel Odası Problemlerine Pratik Çözümler Kitapçığım” bile var. İşte sana benim tecrübe ile sabit önerilerle dolu listem, varsa seninkini de beklerim:
– Anahtar yerine kart sistemi kullanan otel odalarında zaman zaman 2 kart kullanıyorum. Niye mi? Telefonumu odada şarjda bırakmam gerekiyor, ya da klimayı yarım saat sonra odaya geldiğimde odayı soğutmuş şekilde bulmak istiyorum. Kartı kutudan çektiğimde elektrik sistemi devre dışı kaldığı için ya yedek kart istiyorum ya da şu her mağazada verilen, puan vs. biriktiren mağaza kartlarından birini kullanıyorum.
– Otel odası – özellikle Londra’daki küçük otellerin bir kısmı – ya yerlerin sürekli silinip ıslak kalmasından dolayı, ya nemden dolayı ya da hemen alttaki Hint restoranından dolayı kötü kokabiliyor. Bu durumda hemen birkaç kahve paketi (hiç içmediğim halde yanımda Mehmet Efendi taşımışlığım bile var!) açıp odanın çeşitli yerlerine koyuyorum. Bu da kokuyu kesmiyorsa odada kahvesi bol bir kahve yapıyorum. Pis koku yerini mis gibi kahve kokusuna bırakıyor. Türk kahvesi olmadığında nescafe ile de aynı işi görmek mümkün, miktarını artırmak yetiyor.
– Otel odasında ütü yok, kuru temizleme&ütü servisi dünya para ise, buruşuk gömleğimi banyo kapısının arkasına asıyorum ve duşa girdiğimde duşun kapısını da çok hafif aralık bırakıyorum. Bu şekilde sıcak suyun buharı ile kırışıklıklar açılıyor. Tamam düzgün bir ütünün yerini tutmuyor ama bavuldan kalan katlama izi de kalmıyor. Özellikle ipek bluz, gece elbisesi, şal vs. de bu sistem hayat kurtarıyor.
– Bazı otellerdeki buzdolapları çok soğutmuyor, bu halde içmek istediğim içeceği en arkaya koyuyorum, dolabın en soğuk yeri motoruna en yakın yeri oluyor.
– Odam caddeye bakıyorsa ve kısa gelen perdeden gece lambası ya da günün ilk ışığı gözüme giriyorsa, saç tokası ile perdenin iki kanadını birbirine tutturuyorum. Bu iş için ataç kullanmışlığım da var. Çantamda her zaman bu iş için bir toka bulunduruyorum.
– Otelde kaldığım kat çok hareketli ise ve dışarıdan sürekli ses geliyorsa, resepsiyona şikayet de çare olmadıysa – oda kapısının altına bir havlu sıkıştırıyorum. Sesi tamamen kesmiyor ama azaltıyor. Islak havlunun da zaman zaman işe yaradığına şahit oldum.
– Otellerde yorganı veya pikeyi yatağın altına öyle bir sıkıştırıyorlar ki, yatağın içinde ne kadar tekmelesem yorgan özgür kalmıyor ve ben de rahatça sağa sola dönemiyorum. Buna henüz bir çare bulamadım…
– Otel odasında telefonun yanında duran kalemi kesinlikle kemirmek için ağzıma sokmam. Benden önce kalan kişinin bu kalemle saçını ya da kulağını karıştırıp karıştırmadığını bilmem mümkün değil.
– Otel odası ışıkları kapattığımda çok karanlık oluyorsa, içerisinde led olan dolap kapağını ışık versin diye hafif aralık bırakırım.
– İçerisindeki herhangi bir ürün hareket ettiğinde mini-bar ücretine eklenen sensorlu dolaplara sinir oluyorum. Yanımda taşıdığım ilacı dolaba koymak için hiçbir şey oynatamıyorum. Bu durumda oda servisi çağrılıyor, sistem devre dışı bıraktırılıyor.
– Kimi otel odasından şampuanı alır kimi törpüyü evine götürür. Ben genelde – çok beğenirsem – dikiş setlerini alıyorum. Bir de otel odasında verilen terlikleri.
– Akşamüzeri odaya gelip ikinci bir kontrol yapan ve yastığımın üzerine çikolata bırakan otellerin hastasıyım demiş miydim.
– Yazın tatildeysem ve son gün bavulları resepsiyonda bırakıp denize gitmişsem ıslak mayo ve havlu problem olabiliyor. Otel odalarındaki plastik kuru temizleme torbasını bu iş için alıyorum yanıma. Bu yoksa o zaman odalarda kullanılan plastik çöp torbalarından istiyorum.
– Her gün havlu değiştirmeyen, çarşafları yenilemeyen oteller favorim. Çevreye duyarlı oteller en sevdiğim.
Bir cevap yazın