Merhaba eski dostum Brüksel! Belçika beni her zamanki gibi karşıladı, yağmurla. Zaventem Havaalanı’nda personelin grev yapması ve tek tek her bavulu incelemesi nedeniyle daha önce hiç beklemediğim kadar bekledikten sonra – yaklaşık 1,5 saat – şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. Önce Place du Grand Sablon’a düşüyor yolumuz. Burada 39 numarada bulunan Pierre Marcolini’nin fındıklı ve bademli pralinlerinden alıyorum, bir kutu bana, bir kutu anneme (www.marcolini.be).
Sablon’da yeni bir cafe açılmış, Comics Cafe. İçerisi başta Belçikalı olmak üzere farklı çizgi roman kahramanlarından oluşan eğlenceli bir dekorasyona sahip. Burada bir öğle yemeği yemeliyim ve “Obelix Burger” in tadına bakmalıyım diye not alıyorum kendime.
2009 yılında vefat eden, şapkaları Madonna, Harrison Ford, Sharon Stone gibi ünlüler tarafından büyük rağbet gören Elvis Pompilio’nun dükkanının vitrinine her zamanki gibi bir süre hayranlıkla bakakaldıktan sonra (www.elvispompilio.com) Sablon’un göbeğinde 18 numaradaki Taschen’e giriyorum. Bu aralar dekorasyonla kafayı bozduğumdan olsa gerek “100 Interiors Around the World” kitabını alıyorum. New York, Paris, Berlin ve Londra’yı içeren “4 Cities” serisini de yılbaşında istediğim hediye kitaplar listeme ekliyorum. Grote Markt’a doğru yürürken sağda yeni bir dükkan keşfediyorum. Oğlum olduktan sonra çocuk dükkanlarına ilgim arttı galiba. Pepin La Lune’de oyuncaktan kırtasiyeye, kıyafetten eğlenceli dekor ürünlerine kadar çocuklar – ve benim gibi ruhu çocuk olanlar –için her şey var (Rue Lebeau -25).
Yürüyerek GroteMarkt’a varıyoruz. Yağmur iyice bastırınca fazla oyalanmadan La Chaloupe d’Or’un kapısında içeri giriyorum. Ne yiyeceğimi baştan biliyorum, midye ve patates kızartması. Ancak kapıdan girer girmez beni karşılayan tatlı büfesinden gözümü alamıyorum.
Yemek sonrası Grote Markt’tan çıkıp hemen sağdaki köşede Brüksel’in en iyi waffellarını yapan Gaufres de Bruxelles’e uğruyorum. Pudra şekerli bir waffel alıp yürüyerek arabaya doğru yürüyorum.
Birazdan 15 sene önce ilk kez geldiğim Belçika’nın Limburg bölgesinde, kuzeyde yer alan küçücük şehir Peer’a doğru yola çıkacağız. Yarın en yakın arkadaşlarımdan biri olan Karen’ın düğünü var. Arabada düğünde yapacağım Flamanca konuşmayı tekrar ediyorum yüksek sesle. Louis telaffuz hatalarımı düzeltiyor, bıkmadan.
Sana Not: Brüksel’de nerede kalınır, yenir, içilir, gezilir vs. merak ediyorsan, şahane Brüksel rehberlerim için buraya göz atmalısın!
Bir cevap yazın