RESİM ÖĞRETMENLİĞİNDEN ÇOCUK KİTABI YAZAR VE ÇİZERLİĞİNE UZANAN YOL
Pınar Bingül Göksun’u instagramdaki şahane Playmobil, Momiji bebek ve çizim paylaşımları sayesinde keşfetmiş, sonrasında çocuk kitabı resimlediğini öğrenmiştim. Göksün, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu ve bu alanda yüksek lisansını tamamlamış, şu anda Antalya’da bir özel okulda sanat öğretmeni olarak görev yapıyor. Aynı zamanda da çocuk kitapları yazıp resimliyor. Deniz adında bir oğlu var. 15’ten fazla kitapta da imzası var.
Çocuk kitabı yazıp resimlemeye ne zaman, nasıl başladınız?
10 yıl önce atölyemde yaptığım resimleri görmeye gelen arkadaşlarım bir süre sonra köpeğim Piti ile oynamaya başlıyorlardı. Ben de o sırada Piti’nin maceralarını anlatıyordum onlara. Hepsi Piti ile ilgili anlarımı resimlememi öneriyordu. Köpeğim çok minik ama çok cesur, neşeli ve korumacı. Ben de resimlemeye başladım. Sonra bir kitap haline getirdim. Patisine boya sürüp izini alıp damga yaptırdım. Piti ile kitap imzalarına beraber gidip kitaplara Piti’nin pati izini hatıra bırakıyorduk. Bu eğlenceli süreç içinde oğlum doğdu ve çocuk kitapları okumak, birlikte o dünyaları keşfetmek bana gerçekten yapmayı sevdiğim işi gösterdi.
15 tane çocuk kitabını resimlediniz, bunlardan sizin yazdıklarınız da var. İçlerinde sizin için en özel olan hangisi?
İlk kitabın ardından yayınevlerinden bana ulaşıp kitabını resimlememi isteyen bir çok yazar ile çalışma fırsatım oldu. Her birinin yeri ayrı. Ancak “Arkadaşım Korkuluk” kitabının bir şarkısı var ve çocuk ozanı Onur Erol binlerce çocukla beraber bu şarkıyı söylüyor konserlerde. Oluşum hikayesi benim için özel. Çocukların birbirlerini yeterince dinlemediğine şahit oluyorum. Bir korkuluğun sessizliği karşısında dinlemenin önemini anlayan Umut’un hikayesi. Deniz’in Gemileri kitabım ise oğlumdan ilhamla yazdığım ve resimlediğim ve bir yayınevinin hikaye yarışmasında ödüle layık görüldüğü için çok özel.
Çocuklar yaşadıklarını en güzel resimle anlatıyorlar. Resim yaptıklarında onları motive etmek için neler yapabiliriz?Çocuklar duygularını en içten resim ile anlatıyorlar. Resim yapmayı hayatın içine dahil etmeli. Bir kursa yazdırmak yerine akşam yemek yaparken çocuğunuzda yanınızda olsun mesela brokoli çorbası mı yapıyorsunuz, ona malzemeleri gösterin ve birlikte çizmeyi deneyin. Hem anı biriktirin hem eğlenin hem de yaşamınıza resmi dahil etmiş olursunuz. Ya da resimli günlük tutmak hem içsel hem resimsel gelişimi için çok faydalı. Resimlerinin çok karmaşık göründüğünü söylemek veya “Burada ne çizdin böyle?” gibi tepkisel yorumlardan kaçınmak gerek. “Bana biraz resminden bahseden misin?” sorusu daha ilgili ve merak uyandırır, resimleri ile ilgilenildiğini düşünen çocuk daha çok üretir. İlkokul 3. sınıfa kadar resim kursu önermiyorum. Çünkü bu süreçte hayal güçleri inanılmaz ve özgürce resim yapmalılar. Resimde tek bir doğru yoktur ve bu yüzden yetenekleri doğrultusunda her çocuk özel ve her çocuk resmi benim için sanat yapıtıdır.
Bir cevap yazın