Uzman klinik psikolog Büşra Tarçalır ile çocuklara zorbalığı anlatan Zorbalık isimli ilk çocuk kitabı sayesinde tanıştık. Kitap zevkimizin benzer olması, çocuk kitaplarına olan ilgimiz sebebiyle de dost olduk. Tarçalır’ın Zorbalık dışında, Masalperest Yayınları’ndan çıkan Lui ve abm Yayınları’ndan çıkan YU ve İlginç Hayvanlar isimli iki kitabı daha var. Bugün hem kendi kitapları hem zorbalık hem de çocuk kitaplarından beklentilerimiz hakkında konuşacağız.
Neden çocuk kitapları yazıyorsun? Nasıl başladın yazmaya?
Okullarda zorbalıkla mücadele etmek üzere psikolog bir arkadaşımla bir program yazmıştık. On iki haftanın her gününe farklı etkinlikler planlayarak çocukların zorbalıkla mücadele etme kapasitelerini güçlendirmeyi hedefliyorduk. Bir güne de hikaye ekleyelim diye düşündük. Kendim yazmaya karar verdim. O hikaye de “Zor Balık” kitabına dönüştü. Zor Balık’ın öncesinde çocuk kitapları toplamaya başlamıştım. Halihazırda çocuklarla çalıştığım için hikayeleri seanslarıma dahil etmenin de çok faydasını gördüm. Hikayelerin gücüne inanıyorum. Çocuk edebiyatının tutkunuyum. Bu kadar sevdiğim bir şeyin parçası olmaya çabalamak da hoşuma gidiyor.
Zorbalık nedir? Hem zorbalığa uğrayan hem de zorbalığı yapan çocuklara nasıl davranmalıyız?
Yüksek lisans tezimi okullardaki zorbalık üzerine yazdım. Bilgi çok ve o yüzden sorunun cevabı buraya sığmaz ama bu konuda en önemli gördüğün şey ne diye sorarsan, çocukları zorba ve mağdur olarak etiketleyip indirgemek derim. Verdiğim her eğitimde üstüne basa basa söylediğim iki şey var; zorbalığın ne olduğu konusunda hemfikir değiliz, adını ve tanımını bilmediğimiz bir şeyle mücadele edemeyiz. İkincisi, sadece zorbalığa uğrayan çocuğu gözetmekten vazgeçmeliyiz, zorbalığı yapan çocuğun da bizim yardımımıza ihtiyacı var.
Lui tembel bir karınca, peki çalışmanın gerekliliğini öğreniyor mu? Çocukların da okul, ödev evde eşyalarını toplamak gibi sorumlulukları var. Bu kitap bir yol gösterici olabilir mi?
Hiçbir kitabımda öğretici olmayı hedeflemedim. Luiçalışmanın gerekliliğini bir zorunluluk olarak anlamıyor ama kendince bir denge bulmayı başarıyor. Hayatta hiçbir şey değiştirmek için bir şey yapmadığımızda değişmez, dolayısıyla Lui de tüm koşullar aynıyken “ah çalışmak harika!” demiyor. Onun aklı hala tembellikle meşgul ama çalışacağı zamanları da kendi tayin ederek orta noktayı buluyor. Çocuklara da bir şeyi dayatmaktansa optimum çözümü bulmak adına destekçi olmanın sorumluluklarını edinmeleri konusunda önemli olduğuna inanıyorum.
Yu’nun hikayesini de dinleyelim. Nedir bu ilginç hayvanlar? Bu okul çağı çocukları için bir kitap, kaçıncı sınıf okuyabilir?
“Yu ve İlginç Hayvanlar” aslında haklarında az şey bildiğimiz ve belki de hiç duymadığımız hayvanların kahramanımız Yuile karşılamalarına dair üç farklı hikayeden oluşuyor. Pufla, kapibara ve sığın. Hepsinin kendine ait farklı bir özelliği var. Mesela kapibara dünyadaki en büyük kemirgen ve çok dost canlısı bir hayvan olarak anılıyor çünkü otçul. Her hikayenin sonunda hayvanlara dair gerçek bilgiler ve fotoğraflara yer verdik. İlk okuma kitabı olarak düşünebiliriz ama her gece uyumadan önce hikaye dinlemeyi seven daha küçük yaşlara da ebeveynleri okuyabilir tabii.
Bir psikolog ve yazar olarak çocuk kitaplarındaki Türkçe kullanımı, içerik ve yaş uygunluk hakkında ne düşünüyorsun? Sence bir denetim, sınırlama olmalı mı?
Ben genel bir denetim mekanizmasından taraf değilim. Psikologlar edebi eser değerlendirme eğitimi almıyorlar. Dolayısıyla bir mekanizma olacaksa da denetçisi psikologlar olsun demek benim aklıma yatmıyor. Her yayınevi yayımladığı dosyadan sorumludur. İşini iyi yapmayan bir yayınevinin kitabını almam da önermem de. Burada ebeveynlere iş düşüyor ve bir zahmet bunun denetimini yapmak için okusunlar, zaman ayırsınlar diyorum ben hep. Binlerce restoran var, nasıl ağzımızın tadına göre yemek seçmeye çalışıyorsak okuduğumuz kitabın da ruhumuzu beslediğini hatırlayıp ona göre kitap seçmeye özen göstermeliyiz.
En beğendiğin yabancı ve yerli yazar/çizer kimler?
Açık ara en sevdiğim yazar/ çizer Rocio Bonilla. Çok zeki buluyorum. Seçtiği konular ve onları işleyiş biçimi dahiyane. Kobi Yamada, Benji Davies de favorilerimden. John Boyne’unİkinci Dünya Savaşı dönemini yazdığı kitaplarını çok severim. Andreas Steinhöfel’e de bayılırım. Özge Bahar Sunar, Füsun Çetinel hikayelerini de severim. Son olarak da çizimlerine hayran olduğum Marco Somà’nın adını zikredeyim yoksa liste uzar gider.
Bir cevap yazın