“Bizimle patates hasadına gelmek ister misiniz?” diye bir mail aldım geçtiğimiz haftalarda. Her ne kadar paketli gıdalardan uzak durmaya çalışsam da insanın bir ürünün topraktan başlayan üretim sürecini yakından görebilme fırsatı benim gibi meraklı bir insan için bulunmaz bir fırsat diyerek patates cipsi için yapılan hasada gitmeye karar verdim. Dünyanın lider yiyecek ve içecek şirketlerinden biri olan PepsiCo’nun davetlisi olarak Kapadokya-Kayseri’de keyifli bir haftasonu geçirdim. Haftasonunun eğlenceli bir özetini anlatan bu videoda ben de varım!
Kapadokya’daki ötelimize varır varmaz PepsiCo Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Didem Şinik ve PepsiCo Türkiye Agro Müdürü Hakan Sarı’nın sunumuna ve sonrasında şef Aydın Demir’in patates cipsi ile hazırladığı öğle yemeğine katıldık. Şefimiz dana carpaccio’dan rokforlu başlangıç tabağına, fırında levrekten incirli ve tarçınlı tatlıya kadar tüm yemeklerde farklı cipsleri kullanmış ve yemeği alışılagelmişin dışında tatlandırmıştı. Cipsi sadece bir televizyon izleme atıştırmalığı olarak sınıflandıran benim için yemekte cips – hele hele tatlıda!!! – oldukça farklı bir deneyim oldu.
Yemek sonrasında haftasonunun en ğlenceli etkinliklerinden biri olan dip sos workshop’umuz vardı. Rokfor peynirinden trüflü zeytinyağına, domatesten fesleğene her masaya bir sürü malzeme ve farklı cipsler konmuştu. Bizden istenen küçük gruplar oluşturarak ve bu malzemeleri kullanarak kendi cips sosumuzu yaratmamız oldu. Ekipçe çok eğlendiğimizi söylemeliyim. Yaprak (Yapsan) ile dip sos hazırlama bahanesiyle tüm cipslerin tadına baktık, pişman değilim. Hazırladığımız dip sosları gözlerimiz bağlı, koklayarak, hissederek ve sonra tadarak denedik, ilginç bir deneyim olduğunu söylemeliyim. Siz hiç gözleriniz bağlı iken bir yemeğin tadına baktınız mı? Emin olun, normal şekilde yediğiniz bir şeye göre daha yoğun tad alıyorsunuz. Söylemem gerek var mı bilmiyorum, bizim ekibin “Türk gecesi” olarak isimlendirdiği, fesleğenli, kekikli ve bol domatesli, baharatlı sosu, domates sosları kategorisinde birinci oldu.
Ertesi sabah erkenden tarlaya gitmek üzere yola koyulduk. Evin bahçesinde de azıcık da olsa patates yetiştirdiğimden nasıl ekildiği ve toplandığı hakkında az da olsa bir fikrim vardı ancak ilk defa patates tarlasına giriyordum. İnsanın elini toprağa, topraktan yetişen ürüne sürmesi, sürebilmesi çok keyifli. Doritos, Lays, Ruffles, Cerezza ve Cheetos cips markalarına sahip olan PepsiCo Türkiye, Kayseri başta olmak üzere Türkiye’nin 20 şehrinde, 3.400 hektar tarımsal alanda, kendi üretinde kullanmak üzere cipslik patates üretimi yapıyor ve bunun için 350’den fazla çiftçi ile çalışıyor. Türkiye’de cipslik patatesin %75’ini satın aldıklarından tohumdan rafa entegre bir üretim programına sahipler. Çiftçilere tohum, gübre ve bitki koruma ürünleri vererek tüm ekim ve hasat sürecini takip ediyor, kullanılan gübreden tutun da sulamasına kadar her aşamasında çiftçiyle birlikte çalışıyor. Ayrıca kurdukları Argo Akademi sayesinde çiftçilere de eğitim veriyor. Yerel üretimi desteklemesi ve sürdürülebilir tarımı önemseyerek desteklemesi en beğendiğim işletme stratejileri arasında.
Ekolojik yaşamaya çalışan, çevremdekilere de bu hususta neler yapabileceklerini sürekli anlatan biri olarak, çevresel sürdürülebilirlik konusunda PepsiCo Türkiye’nin neler yaptığını sorduğumda aldığım cevaplara şaşırdığımı söylemeliyim. Fabrika üretimi sonrasında ortaya çıkan başta patates kabuğu, mısır, yağ vb. organik atıkların çürümesinden elde edilen kompost belirli işlemlerden geçerek Naturalis markasıyla gübre olarak çiftçilere gönderiliyor. Bu sayede toprağa bırakılan kimyasal miktarı %40 oranında azalmış. Sulama ve karbon ayak izini azaltma konusunda da çalışmalar yapıyor PepsiCo Türkiye. Hedefi 5 yılda karbon ayak izini ve su tüketimini %50 azaltabilmek. Suadiye/İzmit fabrikasında ise anaerobik çürtüme tesisinde organik atıklarfan biogaz üretiliyor. Bu biogaz, gaz jeneratör vasıtasıyla ısı ve elektrik enerjisine çevrilerek yine aynı fabrikada kullanılıyor. Böylece fabrikanın enerji ihtiyacının ortalamada %40’ı karşılanıyor.
Tarlada oldukça zaman geçirdik, patatesleri tek tek topladık, hangi cins patates nasıl kullanılıyor, üretim sürecinde neler oluyor detaylı bilgi aldık. Minik patatesleri çekip tarladan çıkarmak açıkçası biraz güç istiyor. Topladığım patateslerle birlikte bir hatıra fotoğrafı da çektirdim. Utanmasam alıp yanımda eve getirecektim ancak öğrendim ki benim patateslerim cips olacak ve bana geri gelecek. Nasıl mı? Her bir cips paketinin üzerinde vardiya bilgisi, paket içindeki patates atıştırmalığının hani çiftçi tarafından üretildiği, ne kadar ilaç ve gübre kullanıldığına kadar en küçük detay bilgiye ulaşmak münkün.
Benim oğlum geçtiğimiz hafta 2 yaşına bastı. Ufaklık henüz su ve süt dışında bir şey içmediği gibi, çikolata, bisküvi, kuruyemiş ya da cips gibi atıştırmalıklarla ve paketli gıdalarla da tanışmadı. Sağlıklı şekilde kilo alması için onu evde yaptığımız yiyeceklerle beslemeye özen gösteriyorum ve şekeri de meyve ve tarçından, yani doğal yollarla almasını sağlamaya çalışıyorum. Ancak kendi kararlarını vermeye başlayınca durum ne olur bilemiyorum şimdiden. Anne olunca ister istemez çocukların atıştırmalık yiyeceklere duydukları ilgi, bunların zararları da konuşuluyor. Bu sırada da PepsiCo’nun 12 yaşından küçük çocuklara sadece bilimsel kriterlere dayanan küresel beslenme standartlarını yerine getiren ürünlerinin reklamını yapmak ve tüm dünyada ilk ve orta dereceli okullarda tam şekerli meşrubatların doğrudan satışını sona erdirmek gibi büyük hedefleri olduğunu öğreniyorum. Ürünlerinde 2015 sonuna dek sodyum, doymuş yağ ve porsiyon başına ilave şeker oranını ciddi anlamda (%15-%25) düşürmek için çalıştıklarını da belirttiler. Yakında üretim sürecinin devamını görmek için bir fabrika ziyareti de yapacağım.
Paketli gıdalar kullanmak konusunda glutensiz, süt ürünleri ve yumurta olmadan beslendiğim için ben aynı hassasiyeti kendimde de gösteriyorum. Ancak, zaman zaman güzel bir film izlerken bir kase patates cipsi, yanında ev yapımı domates sos ve buzlu çay da çok iyi gidiyor, ne yalan söyleyeyim. Uzun zamandır izlemek istediğim, ancak fırsat bulamadığım Fatih Akın’ın Soul Kitchen isimli filmi DVD’de. Sinema keyfi yapabilmek için hasat zamanı topladığım patateslerin bana cips olarak geri gelmesini bekliyorum.
Not 1: Yolunuz Kayseri’ye düşerse, Şahinler’in sucuklu, pastırmalı, katmerli kahvaltısıyla güne başlamayı, Kaşıkla’nın mantısının, sarma dolmasının tadına bakmayı listenize not edin.
Not 2: PepsiCo Türkiye’ye bu keyifli haftasonu için, Cappadocia Cave Resort Otel’e de misafirperverliği için çok teşekkür ederim.
Bir cevap yazın