Geçtiğimiz haftalarda Prima’nın Schwalbach, Frankfurt’taki AR-GE merkezinden bir davet aldım. Bebek bezlerinin nasıl çalıştığı, cilt korumasındaki yeniliklerle son inovasyon çalışmaları hakkında bilgi almak ve oğlumun doğduğu günden beri kullandığım ürünü yakından incelemek – eminim bir çok anne bunu ister – üzere Frankfurt’a gittim.
Seyahat etme fırsatı oldu mu her dakikayı değerlendirmeye çalışan biri olarak, bana verilen sürede otelde dinlenmek yerine haritamı alarak Frankfurt sokaklarını keşfe çıktım. Bu şehre ilk defa geliyordum ve şehri gezmek için kısıtlı zamanım vardı. İşte 48 saatlik kısa Frankfurt ziyaretimde aklımda kalanlar:
Görülmesi ve Yapılması Gerekenler Listesi
– Frankfurt da bir gökdelenler şehri. Bir sürü yüksek ve tasarımı güzel bina var. Halle 3, MesseTurm, Commerzbank Kulesi, Sallgasse’deki binalar benim en ilgimi çekenler arasında.
– Şehirde bir sürü müze var. Ancak ben oyumu Modern Sanat Müzesi’nden yana kullandım. Domstrasse 10 numaradaki müze mimarisi kadar sergileriyle de ilgi çekici. Mimari Müze (Deutsches Architekturmuseum) ile Goethe Haus’a da vaktiniz varsa mutlaka gidin.
– Konaklamak için bizim tercihimiz Radisson Blue Royal Hotel oldu. İçerisinde John Seifert’in mimari dokunuşlarını görmek mümkün. Eğer alternatif öneri isterseniz; beyazlar içindeki The Pure, hem iş toplantıları için gelenlerin hem de turistlerin tercih ettiği Bristol Hotel, neo-gotik bir villada bulunan art- deco tasarıma sahip Villa Kennedy ile cam tavanlı spa’sı ile meşhur Roomers benim listemdekiler.
– Zamanınız kısıtlıysa şehri üstü açık otobüslerle gezebilirsiniz. 90 dakika süren turda dilediğiniz yerde inip sonra sıradaki otobüse tekrar binme imkanınız mevcut. Sabah 10.00 ile öğleden sonra 17.30 arası yapabileceğiniz bu tur kişi başı 16,50 Euro. Şehrin Eski Opera, Goethe Heykeli, St. Paul’s Klisesi, Messe Exhibition Center, Römer Meydanı ve Dom Katedrali gibi önemli bina/meydanlarını bu sayede görebilirsiniz.
– Şehre adını veren Main nehri kenarında yürüyüş yapın. Dilerseniz nehir kenarındaki yeşil alanda piknik yapabilir, çimenlere yayılabilirsiniz. Nehir kenarında da tekneden bozma bir sürü kafe/restoran mevcut. Nehirde kano yapmak ya da bisiklete binmek de bir seçenek.
Çok Lezziz Adresler
Bitter&Zart: Braubachstrasse 14 numaradaki bu harika çikolatacıda saatler geçirmek istedim. Karamelli, üzümlü, çilekli, deniz tuzlu çikolatalar, renk renk şekerler ve drajeler aklımı aldı. Biraz Alis Harikalar Diyarı’nda havasını yakalamış olan hemen yan taraftaki kafesini de eğer beş çayı molası vermeyi seviyorsanız mutlaka deneyin derim. Bir kutu marzipanlı çikolata bavulda benimle eve gelmek için yerini aldı bile (www.bitterundzart.de).
Margarete: Frankfurt’un en beğendiğim kafelerinden biri. İsterseniz sabah kahvaltısı için, isterseniz öğlen bir şeyler atıştırmaya ya da benim gibi ufak bir mola için uğrayın. Memnun kalacağınıza eminim (www.margarete-restaurant.de).
Zeit für Brot: ‘Ekmek zamanı’ anlamına gelen bir ismi var bu kafenin. Burada satılan her ürün organik malzemelerle yapılıyor. En güzel tarafı ise, günün sonunda satılmayan her ürün evsizlere veriliyor. Elbette kahvaltı için en popular mekanlardan biri (www.zeitfurbrot.com)
İimori: Burası doğu ile batının buluştuğu bir pastane. Aslında bir Japon pastanesi ancak Paris café’si tadında diyebilirim. Yeşil çay, sakura kekleri bulabileceğiniz gibi makaron, ekler ya da çilekli tart da menüde var. Sahibi Azko aynı zamanda yemek – pastacılık kursları da veriyor. Kafenin dışında, üst kata Japon restoranı da hizmet veriyor. Don Menü favorim, mutlaka deneyin. Unutmadan, 2014’ün en iyi kafeleri listesinde yerini almış İimori (iimori.de).
Café Maingold: Eğer Zeil’de alışveriş turuna çıktıysanız, kısa bir mola vermek ya da açlığınızı gidermek için burayı deneyin. Tapas ve basit Alman mutfağı – sosis ve patates salatası – sunan bu kafenin art deco dekorasyonuna bayıldığımı söylemeliyim (www.cafe-maingold.de).
Backerei HansS: Frankfurt’un tüm güzel pastane ve fırınları benden sorulur. BH da bunlardan biri. Tam buğdaylı, çavdarlı, tahıllı ekmekler, sandviçler, ev yapımı reçeller… Bir fırından ne bekliyorsam fazlasıyla sahip diyebilirim (www.baeckerei-hanss.de).
Lodge Kronberg: Şehir merkezine 15-20 dakika kadar uzakta olsa da eğer ailece Frankfurt’a gidiyorsanız, bu restoranda mutlaka yemek yemelisiniz. Neden mi? Restoranın kendi hayvanat bahçesi var. Hayvanat bahçesini sevmediğimi daha önce söyledim, ancak burada hayvanlar siz yemek yerken açık alanda geziyor, diledikleri gibi dolaşıyorlar. Siz yemek yerken bir zebra ya da zürafa size merhaba demeye yanınıza gelebilir. Restoran harika et yemekleri servis ediyor. Başlangıçları da en az ana yemekler kadar doyurucu. İoannis Hatzopoulos’a bu restoranı önerdiği için teşekkürler! (www.lodge-kronberg.de)
Alışveriş Adreslerim
Şehrin en beğendiğim alışveriş caddeleri farklı ikinci el ve tasarım butiklerle küçük kafelere ev sahipliği yapan Brückenstrasse ile Braubachstrasse oldu. Ancak bir bilene sorduğumda tüm markaların yer aldığı araç trafiğine kapalı Zeil ve Goethe Strasse’yi de önerdiler bana. Berliner Strasse üzerinde de pek çok güzel butik, dükkan var.
Handwerkskunst am Römer: Eğer tahta oyuncak seviyorsanız bu dükkanı es geçmeyin derim. Kurşun askerlerden elinde enstrüman tutan meleklere, kibrit kutusuna sığmış sınıflardan rengarenk hayvanlara ahşaptan yapılma bir sürü oyuncak ve bibloyu bu dükkanda bulabilirsiniz. Hediyelik magnet, kupa vs. de satılıyor. Ancak benim aklımı alan duvar saatleri oldu (www.nussknacker-frankfurt.com)
Branco Azul: Tabak çanağa olan düşkünlüğüm belli. Bu dükkana da vitrindeki tabakları görünce girdim. İyi ki de girmişim, dükkanda satılan her şeyi satın almak isteyerek zor ayrıldım. Harika porselen tabaklar, örtüler, sabunlar ve kremler satılıyor. Buna ek olarak, koton kumaştan çok güzel bebek ve çocuk kıyafetleri, bornoz ve havluları da var (brancoazul.com).
Last Century Modern: Uzun zamandır Ten Ten’in figürlerini topluyorum. Vitrinde görünce adım attığım bu dükkan bir tasarım cenneti. Çantadan bibloya, kırtasiye ürünlerinden takıya, çoraptan saatte aklınıza gelebilecek pek çok farklı ürünü bünyesinde barındırsa da tek bir amacı var, tasarımı güzel ve farklı ürünlere yer vermek (last-century-modern.com)
Champlus: Oğluma kitaplar ve minik bir uçak aldığım sempatik bir oyuncakçı. Tahta oyuncaklar dışında başta Almanca olmak üzere farklı dilde kitaplar, legolar, mutfak setleri, arabalar gibi çocukların ilgisini çekecek pek çok şey bulmak mümkün (Brückenstrasse 58).
Designe Kleine: Şehirde en beğendiğim minik dükkanlardan. Tasarım kolyeler ve takılar, defterler, kırtasiye ürünleri, ev eşyaları. Biraz ondan biraz bundan ama hepsi de özel ve tek tek yapılmış (www.designe-kleine.de)
Wohnen & Spielen: Ahşap oyuncaklar mı dediniz? O zaman bu oyuncakçıya mutlaka gidin. Oğluma oyuncak bir uçak ararken saatler geçirebileceğim bu dükkan hem çocuklara hem de çocuk ruhlu olanlara göre! (Grosse Friedberger Str. 32).
Comic/Stefan Wenzel: Eğer çizgi roman, çizgi karakter, ikinci el ve biraz da eski eşya, dergi ve kitap seviyorsanız, Comic sizin için çok şey sunabilir (Stefan Wenzel – Wallstr. 24).
Outlet Alışverişi: Eğer outlet alışverişi seviyorsanız ve Michael Kors, CK, Coach, Escada, Furla, Longchamp, Pepe Jeans, Samsonite gibi lüks markaların ürünlerini %60’a varan indirimlerle almak isterseniz adres: Wertheim Village. Frankfurt’a 40 dakika mesafedeki bu outlete trenle gidebilirsiniz. banh.de sitesinden tren tarifelerine bakabilirsiniz. Pazartesiden Cuma’ya dek sabah 10.00- akşam 20.00 saatleri arasında açık olan outlette ayrıca tax-free alışveriş imkanı da mümkün.
[…] gezisi sebebiyle Frankfurt’a gittiğimi daha önce paylaşmıştım. Frankfurt’ta otel önerilerim, çay saati için […]