Yaklaşık 9 yıldır evde iki kediyle birlikte yaşıyoruz. İkisini de yavruyken sokaktan bulduk. Oğlumuz olduğunda; “Bebek oldu, kedileri evden gönder, bebeğe zarar verir bu hayvanlar” sözlerini kulak arkası ettim hep. O kadar uzun zamandır birlikte yaşıyorduk ki onları evden çıkarmak aklımın ucundan geçmedi. Oğlum da onlarla büyüyor, hayvan sevgisini, onlara nasıl bakması gerektiğini öğreniyor. Hayvanlarla büyüdüğü için sokaktaki hayvanlardan korkmuyor, onları besliyor, seviyor. Özetle, çocuğun hayvanla büyümesi bence harika bir şey!
Geçtiğimiz hafta Dünya Hayvan Haklarını kutladık. Bu vesileyle çocuklu bir evde evcil hayvan beslemek konusunda Veteriner İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Özaytekin Akbaş’ın önerilerini paylaşacağım. Ayrıca, sokak hayvanlarını sahiplendiren iki oluşumdan söz edeceğim. Eğer siz de çocuğunuzun bir evcil hayvan beslemesini istiyorsanız belki onlar size aradığınız yavruyu bulabilir.
Bebek geldi diye kedi köpeğinizi unutmayın
Akbaş’a göre en şanslı çocuklar kedi veya köpek olan evde doğan çocuklar; “Çocuklarımıza karşılıksız sevmeyi, merhameti ve paylaşmayı öğretebilecek en iyi arkadaşlar onlar”. Akbaş, aileye yeni bir bebek katılması halinde hayvanların da evde bir farklılık olduğunu hissedeceklerini belirtiyor; “Kendilerine ayrılan sürenin azalması, uyudukları yerin değiştirilmesi gibi durumlardan evde düzenin değiştiğini anlayabilirler.” Eğer bebek, kedi veya köpek olan bir evde doğduysa ikinci bir çocuk sahibi olduğumuzda yaptığımız gibi evin ilk çocuğunu ihmal etmeden yeni gelen bebeğin varlığına alıştırmalıyız hayvanlarımızı. Ebeveynler mümkün olduğunca hayvanlarına eskisi gibi ilgi göstermeli ve birlikte zaman geçirmeye çalışmalı. Unutmayalım ki, bizlerin hayatında birçok şey varken onların hayatında sadece biz varız.”
Bebeklerin ve küçük çocukların kedi ve köpeğe alışma süresinin kontrollü ve yetişkin gözetiminde olması gerektiğini belirten Akbaş, her iki tarafın da kontrolsüz sevgisi sonucu zarar görebileceğini vurguluyor. Tüm bunların yanında aşıları, parazit mücadeleleri tamamlanmış, düzenli veteriner hekim kontrolü yapılan canlılarla aynı evi paylaşmanın hem bizim hem de çocuklarımızın sağlığı açısından son derece önemli olduğunun da altını çiziyor Akbaş.
Hamilelik süresince parazitlere dikkat
Akbaş, Hamilelik süresince parazitlerin neden olduğu Toksoplazmosiz enfeksiyonuna dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor; “Kedilerin dışkısı ile saçılan bu parazitin tek bulaşma yolu kediler değildir. Bu enfeksiyonun bulaşma şekli enfekte kedinin dışkısı ile ağız yolu ile temas, enfekte bir hayvanın etinin iyice pişirilmeden yenmesi ve parazit içeren bir besin maddesinin yenmesidir. Kedi ile yaşayan gebelerin kedilerine ve kendilerine yaptıracakları testlerle gerekli tedbirleri almak mümkündür.”
Tanış Onunla
DJ ve yazar Sarp Dakni, 2010 yılında ani bir kararla barınaktan evlat edindiği husky melezi Pöti ve hemen sonrasında aileye katılan Dede ile birlikte sahipsiz köpeklerin dünyasına adım atmış. Kendi sivil sahiplendirme girişimi olan Tanış Onunla projesiyle hayvanlara yuva bulmaya uğraşıyor. Dakni; “Türkiye’de orman, otoban ve boş arazilerde terk edilen köpeklerin sayısı düşünülebileceğinden çok fazla. Bu köpekleri sahiplendirmek için çalışıyorum” diyerek anlatıyor amacını. Kendi evi dışında başka geçici yuvalar bularak köpeklerin sahiplenilmesi için duyurular paylaşıyor. Proje, bugüne kadar 50 civarında köpeğin yeni ailelerine kavuşmasına yardımcı olmuş.
Bir barınak köpeği Pöti
Gökçe Gökçeer, Pöti’yle 2010 yılında, sahibi Sarp Dakni’yle ev arkadaşı olduğu dönemde tanışmış. Gökçeer; “Pöti sayesinde köpeklerin ne kadar muhteşem hayvanlar olduğunu öğrendim” diyor. Düzenli olarak yaptığı barınak ziyaretlerinde hayvanların sadece bir yuvaya değil, sevgiye de ne kadar muhtaç olduklarını görmüş. Barınak köpeklerinin hikayesini herkes öğrensin istemiş ve bir çocuk kitabı kaleme almış. Pöti, geçtiğimiz hafta Redhouse Kidz tarafından yayınlandı. Gökçeer; “Kitabı asıl yazma amacım hayvan satın almak yerine barınaklardan hayvan evlat edinilmesini teşvik etmek.” diyor.
BİR.ONE
Cansu Özge Özmen ve Ebru Elgöç’ün birlikte yarattıkları BİR.ONE, kısırlaştırılması, evcil hayvanlar ile ilgili önyargıların yıkılması ve sokak ya da barınaklarda yaşamını idame ettiremeyen, hasta hayvanları tedavi ettirip onlara bir aile bulmak için uğraşıyorlar. İnsanların sırf moda diye belli bir ırk ya da cins hayvan almaktan vazgeçmelerini ve hayvan sevgisiyle ihtiyacı olan hayvanlara evlerini açmaların için çalışan ikili şu ana kadar 27 kedi ve köpek sahiplendirmiş bile. Buldukları hayvanların tedavi masraflarını kendileri karşılıyorlar. Onlara tisho.com’daki dükkanlarından alışveriş yaparak destek olabilirsiniz.
Not: Bu yazı 10 Ekim 2015 tarihli Milliyet Cumartesi ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın