Granada’dayız demiştim. Şehirde görmek istediğim nerdeyse her yeri gördüm. Madrid’e doğru yola koyulmadan önce nerdeyse bir tam günümüz daha var. O zamana Malaga’ya gidelim diyoruz. Bu sefer arabayı otelin garajında bırakıp Alsa’dan kişi başı 10 Euro’ya bilet alıp 41 numaralı otobüse biniyoruz. Granda’dan Malaga’ya nerdeyse saat başı otobüs kalkıyor ve yaklaşık 1, saat 45 dakikalık bir yolculuktan sonra Malaga’da oluveriyorsun. En son otobüs ise gece 21:30’da kalkıyor. Malaga’dan dönüş otobüsleri de saat başı ve en geç 21:30’da dönüş otobüsü var. Bu otobüs seni saat 23:00’de Granada’ya getiriyor.
Malaga’ya ayak basınca iki önemli caddeyi es geçmememiz gerektiğini öğreniyoruz. Marques de Larios ile Avda. De Cervantes. Bu iki cadde Malaga’nın Abdi İpekçi Caddesi olarak adlandırılabilir, ya da Londra’nın Regent ile Bond Caddeleri ile kıyaslanabilir. Art Deco bir dekorasyona sahip otel Larios’ta bir çay molası verebilirsin. Plaza de la Constitución 18. Yüzyıldan kalma evleri ile çok güzel bir meydan.
Bu sahil şehrinde denize girmek istersen sırasıyla La Malagueta, Pedregaleo ve El Palo’yu deneyebilirsin. Malaga halkını haftasonları buralarda kızarmış balık ya da paella yiyip sangria içerken görmen mümkün. Picasso’nun doğduğu şehir olan Malaga’da elbette Palacio de Buenavista’daki (Eski Yahudi Mahallesi) Picasso Müzesi’ne uğramak gerek. Burada Picasso’nun 200’den fazla eseri dönüşümlü olarak sergileniyor.
Endülüs döneminden kalma Alcazaba ile Rönesans etkileri taşıyan Katedrali görülmesi gerekenler listene ekle derim. Malaga’da, CL Alamos 32 adresinde bir de oyuncak bebek müzesi bulunuyor. Burası İspanya’daki ilk bebek müzesi olma özelliğine sahip. 19. yy’dan kalma yaklaşık 50 tane el yapımı bebek sergileniyor. Sadece İspanyol oyuncaklar değil, dönemine göre Alman oyuncaklarını da müzede görmek mümkün. Alt katta da ufak bir dükkanda müzede sergilenen oyuncakların yeni üretimleri ve kartpostalları satılıyor. Büyükler için giriş 5, çocuklar için ise 3 Euro. Müze Salı –Pazar günleri saat 11:00-13:00 arası sadece 2 saat açık.
Calle Salvador Allende 15 numarada daha çok buralı halk tarafından tercih edilen ve füzyon mutfak konsepti ile hizmet sunan Abuela Maria, İspanyol tapasları servis eden ve hem restoran kısmında hem de tapas bar’da oturabileceğiniz El Reflectorium (Calle de Cervantes, 7), 50’den fazla tapas sunan Granada 39’daki El Patio Bodega ve şık bir akşam yemeği için Michelin yıldızını açıldığı ilk yıl kapmış olan Tragabuches (Calle José Aparicio, 1, 29400 Ronda) yemek için önereceğim restoran ve tapas barlar arasında.
21:30 otobüsünü kaçırmamak için hızlı adımlarla yürüyoruz. Otobüse biner binmez günün yorgunluğu çöküyor ve uykuya dalıyorum.
Bir cevap yazın