Toledo’dan öğle yemeği sonrası yola çıkıyoruz ve yaklaşık 3,5 saat sonra Cordoba’ya varıyoruz. Otelimiz Hospederia Alma Andalusi’ye yerleşip şehir dolaşmak için hemen dışarı çıkıyoruz. Cordoba bizi gövdesi beyaz, kapı ve pencere çerçeveleri sarı boyalı binaları, Arnavut kaldırımı sokakları ile karşılıyor.
Burada bütün yollar, Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Cordoba Camii’ne yani La Mezquita’ya çıkıyor. Endülüsler’den kalan orijinal hali 1293 sütundan oluşan 32.000 kişilik bu camii Emevi Sultanı I. Abdurrahman tarafından yaptırılmış. La Mezquita, Irak’taki Samarra Camisi’nden sonra dönemin en büyük camisi olarak biliniyor. Bahçesine ekili hurma ağaçlarının yerinde artık portakal ve limon ağaçları var.
La Mezquita’nın kuzey batısında kalan Yahudi Mahallesi Juderia, henüz turist akınına uğramamış olan Banos Califales Caddesi, içindeki avlular ve çeşmeleriyle bir cennet bahçesi olarak anılan Caso Patio, meyhaneleriyle ünü Plaza del Porto Cordoba’daki diğer beğendiğim yerlerin başında geliyor. Plaza Corredera’da Cumartesi günleri bit pazarı kuruluyor.
Akşam yemeğini tüm seyahat kitaplarında ve sitelerinde şehrin en iyi restoranı olarak adlandırılan Los Lineros Caddesi 32 numaradaki Bodegas Campos’ta yemeğe karar veriyoruz. Cordoba yemeklerinin sunulduğu bu restoranın favori tatları arasında morina balığı ile enginarlı portakal salatası yer alıyor (www.bodegascampos.com). Cordoba’da iki yemeği mutlaka tatmalısınız, yoksa buraya gelmiş sayılmazsınız diyorlar. Bunlardan ilki haşlanmış yumurta ile servis edilen sarımsaklı ve domatesli soğuk çorba. İkincisi ise içi salam ve sosisli, zeytinyağında kızartılıp dilimlenmiş ekmek, sandviç.
Cordoba’da da bir gece kalıp ertesi sabah Sevilla’ya doğru yola çıkıyoruz.
Bir cevap yazın