Saat sabahın dördüydü ben doğumumun başladığını fark ettiğimde. Hastaneye giderken yolda önce annemi aradım, doğuma, hastaneye gidiyoruz diye. Sonrasında ise doğum fotoğrafçısı arkadaşım Ayça Oğuş’u, zamanında yetişebilsin diye. İşin komiği bir elim karnımda bir elim sancı geldiğinde hastane yatağının kenarlarını ya da eşimin elini sıkarken Ayça yetişebilsin diye dua ediyordum içimden. Çünkü oğlumu kucağıma aldığım o ilk anı, ona nasıl baktığımı, onun bana nasıl baktığını, eşim ben ve oğlumun ilk defa bir arada oluşumuzu bir fotoğraf karesinde ölümsüzleştirmek istiyordum. Şimdilerde ara ara o fotoğrafa tekrar bakıp oğlumun her gün nasıl büyüdüğüne şaşırıyorum.
Oğlumun Kucağıma Verildiği Anın Fotoğrafını İstedim
Son dönemlerde bazı hastanelerin çeşitli sebeplerden dolayı doğum yapacak anne adaylarına sadece anlaşmalı olduğu doğum fotoğrafçılarıyla çalışma imkanı tanıdığını farklı mecralarda okudum. Hastanelerin bu karara varmasında pek çok haklı sebep olabilir. Bunlardan en önemlisi fotoğraf çeken kişinin ameliyathanenin hijyen kurallarına dikkat etmemesi (örneğin lens kapağını ameliyat masasını kenarına koyması) ya da bebeğin ve annenin fotoğrafının çekilemeyeceği durumlarda (mesela bebek aspire olurken) fotoğraf çekmeye kalkması olabilir. Bu konularda hastaneleri haklı bulurken, annenin en özel, en mahrem anlarında hiç tanımadığı birini doğumhanede görmesi ve o kişi ile çalışmak zorunda kalmasına anlam veremiyorum. Doğum fotoğrafçısı ile çalışma kararı verirken tanıdığım, bildiğim biri olmasını istedim. Garantici biriyim, elbette daha önce bu işi yapmış, profesyonel biri ile çalışmayı tercih ettim. Zira oğlumu bir kere doğuracaktım. Eşimden de fotoğraf çekmesini isteyebilirdim belki ama o zaman doğum anını yaşayamayabilirdi ya da heyecandan deklanşöre basmayı unutabilirdi. Arkadaşlarımdan birini doğumuma soksaydım, o zaman da doğumhanedeki ışıklardan ötürü güzel bir kare yakalayıp yakalayamayacağı, doktorum ve hemşireler çalışırken onların çalışmasına engel olmadan ve ameliyathane ortamına zarar vermeden, hijyen kurallarına uyarak fotoğraf çekmeyi becerip beceremeyeceği gibi sorunlar gündeme gelecekti. Riske atmak hiç istemedim.
En güzel doğum hediyesi
Oğlumun kucağıma verildiği anın fotoğrafı benim kendime doğum hediyem, bu yüzden profesyonel ellerden çıkmasını istedim. Hastanelerin haklı olduğu konuları bir yana bıraktığımda, hiç tanımadığım, tarzını belki beğenmeyeceğim biriyle onun istediği bütçeye uymak zorunda kalarak çalışmaya zorlanmanın da hoş bir durum olmadığı kanaatindeyim. Üstelik doğum fotoğrafçısı olmak yorucu ve zor bir iş. Bebeğin ne zaman ve nasıl dünyaya geleceği belli olmuyor. Ayça benim doğumuma zor yetişti ama sonraki 2 gün boyunca normal doğum yapacak bir annenin çeşitli sebeplerle sezaryenle sonlanan doğumu sebebiyle hastanedeydi. Hastanelerin seçeceği tek bir kişi aynı gün ve saatte yapılan farklı doğumlara yetişmekte zorlanmaz mı? İşte, bazı doğum fotoğrafçıları da anne adaylarının fotoğrafçılarını seçmekte serbest olması görüşüne inandığından sosyal medya üzerinden #fotografcimadokunma isimli kampanyayı başlatmışlar. Sizler de bu görüşe katılıyorsanız www.fotografcimadokunma.com sitesinde imzanızla destek olabilirsiniz.
DOĞUM FOTOĞRAFÇILARI
Doğumunuz yaklaştıysa ve bebeğinizi kucağınıza aldığınız o ilk anın fotoğrafını istiyorsanız ya da özel bir gün sonrasında keyifle bakabileceğiniz bir albüme sahip olma arzusundaysanız oğlumla birlikte farklı zamanlarda objektiflerinin karşısına geçtiğim fotoğrafçıları sizlerle de paylaşmak isterim. Ne de olsa, doğumhanede dünyaya gelecek bir canlının ilk anını, bu hayata ilk defa ses verişini fotoğraflamak tecrübe ister!
Ayça Oğuş – www.aycaogus.com
Doğum fotoğrafçısı denince ilk akla gelen isimlerden olabilir zira bu işi 2009’dan beri yapıyor. Önce fotoğrafla ilgileniyordu ancak anne olduktan sonra doğum ve bebek fotoğrafçılığı ile ilgilenmeye başladı. 700’den fazla doğuma girdiği için tecrübesi tartışılmaz. Ayça bana “Ailelerin belki de hiç farkında olmadıkları daha sonra fotoğraflara bakarken gördükleri o gizli anlar var, onları yakalamayı ve bu anlardan bir hikaye yaratmayı seviyorum” demişti. Benim albümüm bu gizli anlarla dolu. Ayça’nın sadeliğini seviyorum, bir de sizi yormadan, siz farkında bile olmadan itinayla iş yapmasını.
Burcu Çalışkan – www.burcucaliskan.com
Finans sektöründe başlayan kariyerine sevdiği meslek olan fotoğrafçılığı yapmak için veda etti. 2009 yılından beri doğum fotoğrafları çekiyor. Bir bebeğin doğum anı, annesiyle ilk teması Burcu’nun başarıyla yakaladığı karelerin başında geliyor. “Fotoğraflarımda bol ışık kullanmayı, aydınlık fotoğraflar çekmeyi seviyorum” diyor Burcu. Özellikle doğumlarına şahitlik ettiği minik meleklerinin doğum günlerinde de yanlarında olup mutluluklarına şahit olmak en keyif aldığı anlardan biri.
Patricia Willocq – www.patriciawillocq.com
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa’da doğup birçok ülkede yaşayıp çalıştıktan sonra şimdilerde Türkiye’de. Hem hamilelik dönemimde hem de oğlum doğduktan sonra fotoğraflarımızı çekti. Kamerasına bakıp gülümsememeye imkan yok. “Benim fotoğraflarımın en önemli özelliği doğallık” diyor Patricia. Kameraya bakmadığımız zamanlarda çektiği fotoğraflar hep favorilerim arasında. Siz farkında olmadan bir sürü detayı da yakalayıveriyor, şaşırıyorsunuz. Türkiye dışında Fransa, Belçika ve Kongo’da da çalışmalarını sürdürüyor.
Tuba Sönmezöz – www.tubasonmezoz.com
2002 yılında fotoğraf çekmeye başlayan ve kısa süre sonra bu tutkusunu mesleğe dönüştüren Tuba anne olduktan sonra, anne adaylarının bu yolculukta yaşayacakları her anı karelerde saklamak amacıyla doğum, bebek ve özel gün fotoğrafları çekmeye başladı. Yaşamın her anını fotoğraflarla ölümsüzleştirmeyi yaşam tarzı olarak benimseyen Tuba “Doğum fotoğrafçılığı hem duygulu hem de keyifli bir meslek” diye tanımlıyor. Styling yaparak çektiği bebek fotoğrafları bakan herkesin yüzünü gülümsetecek cinsten.
Kürşad Sezgin – www.dreamstory.net
Poz verdirerek değil, o doğal akış içinde tekrarı olmayacak anları fotoğraflamaya özen göstereceğiz diyerek 2012’de ortağıyla Dream Story Photography’i kurdular. Meslekteki nadir erkek fotoğrafçılardan olan Kürşad, “Doğum fotoğrafçılığı apayrı bir özen gerektirmekte çünkü o gün herkes çok hassas, çok duygusal. Bu iş hızlı olmak kadar dikkat de gerekiyor çünkü bir gülüş veya bir damla mutluluk gözyaşının tekrarı olmuyor.” diyor.
Not: Bu yazı 8 Şubat 2014 tarihli Milliyet Cumartesi ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın