Beni Sidney gezimiz sırasında en çok etkileyen yapılardan biri. Sadece almış olduğu ödüller ya da portakal kabuğunu andıran görüntüsü değil ilgimi çeken. Opera Evi’nin hikayesi de en az kendisi kadar ilginç. Eğer Sidney’e gidersen binayı sadece dışarıdan görmekle yetinme, mutlaka içine de gir derim. Belirli saatlerde düzenlenen rehberli turlar sayesinde opera ve tiyatro salonları görebilir, binanın hikayesini dinleyebilirsin.
Opera Evi sadece Sidney’in sembolü değil, 20. Yüzyılın en ünlü yapılarından biri. Opera Evi’nin mimarı Danimarkalı Jørn Utzon bu eseriyle 2003 Pritzker Mimarlık Ödülü’nü de kazanmış. Opera Evi UNESCO dünya kültür mirası olarak kabul ediliyor.
Binada 5 tiyatro salonu var. Bu da 5532 adet koltuk yapıyor!
Jørn Utzon 1957 yılında Sidney Opera Evi için açılan mimarlık yarışmasını dilimlenmiş portakal kabuklarını andıran tasarımı ile kazanıyor. Ancak projenin hayata geçirilmesi belirlenen süreyi ve bütçeyi aşınca, bakanlık ile sorunlar yaşayan Utzon görevinden istifa etmek zorunda kalıyor ve bir daha Avustralya’a hiç dönmemek üzere Sidney’den ayrılıyor.
Jørn Utzon projeyi bırakmak zorunda kaldığında dış cephe ve kabukların inşaatı tamamlanmış ancak binanın içi henüz bitmemişti. 1973 yılında tamamlanarak Kraliçe II. Elizabeth tarafından kullanıma açılmış. Benim üzücü bulduğum mimar Utzon törene davet edilmemiş ve açılış töreninde kendisinden hiç söz edilmemiş.
Ancak daha sonra mimara Avustralya’nın en önemli nişanlarından “Companion of the Order of Australia” verilmiş ve Opera Evi’nin giriş kısmının yeniden tasarlanması için Sidney’e davet edilmiş. İkinci açılış 2006’da yapılmış ancak bu sefer de Utzon sağlık problemleri nedeniyle açılışa katılamamış.
Bir cevap yazın