Bir düğün vesilesiyle gittik Datça’ya. Sonrasında da arabayla sahili gezmeye karar verdik. Bu yolun virajlarından pek hoşlanmasam da hem yol boyunca yeşille maviyle iç içe gidiyor olmak, hem denizin temizliği berakklığı hem de yediğim güzel yemekler Datça Yarımadası’nı sevmemi sağladı diyebilirim. İşte denediklerim, önerilerim:
Bozburun Yat Kulübü: Bozburun tabelasını takip edip merkeze geldiğinizde Topçuoğlu Parkı’nın önünden sizi alıyor Bozburun Yat Kulübü’nün teknesi. 2 dakikalık tekne gezisinden sonra Bozburun Yat Kulübü’ne varıyorsunuz. Deniz kenarında sıra sıra dizilmiş şezlonglara kurularak rüzgarın keyfini çıkarabilirsiniz. Mekanın sahibi Zeynep Anne (herkes kendisine böyle sesleniyor) oldukça sıcak kanlı, hoş sohbet biri. Öğle yemeği için incecik doğranıp kızartılmış kalamar, bademli levrek ve tatlı olarak da limon kabuklu sütlaç, (yanında bir top dondurma ile) benim tavsiyelerim arasında.
Selimiye Köyü: Bozburun’dan çıkıp Datça’ya geri dönerken Selimiye’ye uğruyoruz. Burası oldukça sevimli bir köy. Annemler senelerce araba ile gelip Beyaz Güvercin isimli deniz kenarındaki küçük bir otelde tatil yaptılar. Deniz kenarında bir sürü otel, pansiyon dizilmiş. Çarşısı da keyifli. Macro, Carrefour gibi alışveriş marketleri yerini almış, yabancılar alışveriş yapıyor. Bozburun’un rüzgarı buraya uğramıyor, deniz süt liman.
Selimiye Koyu’nda sırasıyla Abdi Reis, Hisarönü, Bördübet, Kumlubük ve Boncuk Koyları’na uğrayabilir, denize girebilirsiniz. Sedir Adası ve Kleopatra Plajı’na gitmeyi unutmayın.
Paprika: Akşamüzeri birşeyler içmek ve tatlı yiyerek akşam güneşinin tadını çıkartmaya Paprika’ya gidiyoruz. Balkabaklı cheesecake, brownie, enginarlı tatlı ya da böğürtlenli muhallebi. Seçim yapması pek kolay değil. Çilekli limonatasını mutlaka deneyin, üzerinde pamuk şeker ile servis ediliyor.
Marmaris- Bozburun kavşağı üzerindeki Mavi Pide yol üstü öğle yemeği molası için ideal. Eğer mezeden yana tercih kullanıyorsanız Selimiye’deki Bahçeli Meyhane‘yi deneyebilirsiniz. Palamutbükü sahilinde %100 keçi sütü ile yapılan dondurmaların tadına bakmak şart. Bozburun’daki Limon Ağacı’nın da dondurmaları oldukça lezzetli. Marmaris Marina çevresinde ise güzel restoranlar bulunuyor.
Datça’nın merkezine yolunuz düşerse Eski Datça tarafını ve Can Yücel’in evinin de bulunduğu sokakları da gezin.
Bozburun’daki arıcılık faaliyetlerinden nasibinizi alın, Datça’dan bal almadan dönmeyin. Çam balı, turunç reçelleri ve Harnup pekmezi alabilirsiniz çarşıdan.
Dalaman tarafına da yolumuz düştü, orada ne yapsak diyen olursa;
Eğer tarihle ilgileniyorsanız ve tarihi yerlere meraklıysanız Krya, Lissai, Lydia antik kentlerini, Likya Kaya Mezarları’nı ve Kleopatra Hamamı’nı gezebilirsiniz.
Marmaris Kalesi ve Müzesi ile Hafsa Sultan Kervansarayı’nı da görülecek yerler listenize ekleyin derim.
Denize girmek için en güzel yer, Türkiye’nin en uzun plajlarında biri olan Sarıgerme. Spora ilginiz varsa Dalaman Çayı’nda rafting de yapabilir, tarihi Akköprü’yü gezebilirsiniz.
Otel Önerileri:
D Hotel Maris: Bu yörenin en lüks otellerinden. İçerisinde farklı restoranlar ve SPA bulunuyor. Geçtiğimiz yaz, İtalya, Capri Adası’ndan Michelin yıldızlı Il Ricco isimli restoranı bünyesinde barındıran otel tam anlamıyla lezzet düşkünlerini çağırıyor. Akdeniz menüsü sunan restorana günler önceden rezervasyon yaptırmak şart. Aklımdayken, otel 6 yaş ve üzeri çocuk alıyor ve harika bir sahili var.
Sabrina’s House: Burası sevdiğinizle başbaşa tatil yapmak için tercih edebileceğiniz harika bir butik otel. Geceleri denize karşı yıldızları seyredersiniz sessizlikte. Az odası olduğu için çok erken rezervasyon yapmak şart.
Golden Key Hisarönü ve Bördübet: Bu iki otel de Golden Key ailesine ait. Ancak Hisarönü aile oteliyken Bördübet sadece yetişkinler için diyebilirim. Her ikisi de konaklama açısından oldukça iyiler. Yemekler, deniz ve personel ilgisi anlamında memnun kalmamaya imkan yok. Tek zorluğu havaalanına biraz uzaklar.
Bir cevap yazın