“30’larıma geldim hala koala, kanguru görmedim” dedim sanki bu hayatta 30’larına gelen her insanın hayatta tek eksiği buymuş gibi. Tutturdum Avustralya’ya gidelim diye. Sakallı “Tamam” dedi, “Bir hafta için değer diyorsan gidelim”. İşten izin aldım. Bavulumu dolaptan çıkarttım. Uçak bileti alayım dedim, listede yedekteydim. Herkesin aynı anda koala göresi gelmiş meğersem. Hemen Metin’i aradım. O Burgazada’yı anlatır gibi anlattı görmem gereken yerleri. Bir Cuma günü öğleden sonra uçağa bindik. 5 saat 10 saat değil çok saat uçtuk. Bir günden çok iki günden az bir sürede Sidney’e vardık. Otele bavulları bıraktık, sonra soluğu Sidney’in en güzel plajlarından biri olan Bondi’de aldık.
Hava 31 derece. Günlerden Pazar. Denize girip girmemek konusunda tereddüt ettim. Bondi bembeyaz kumdan uzun bir plaj. Türkiye’deki gibi şemsiyeler, şezlonglar, plaj barları yok. Bizde olsa diye düşündüm, burası nasıl olurdu acaba? Millet havlusunu sermiş, kremini sürmüş, yatıp güneşlenmekte…
Baktım deniz bana soğuk, paçaları sıvadım, bari kenardan kıyıdan yürüyeyim dedim. Bondi’den sonra diğer bir ünlü plaj Bronte’ye yürüdük. Yol üzerinde kafeler, plaj elbiseleri, güneş kremleri, terlik, mayo satan dükkânlar, sayısız dondurmacı gördük. Bondi Icebergs isimli kulübün havuzunda yüzenleri seyrettik. Akşam yemeği için kulüpteki “Icebergs” restorana rezervasyon yaptırdık.
Koalaları nasıl sevdim, tekne ile balina görmeye nerelere gittim, Sidney’de neler yaptım, hepsini anlatacağım. Biraz sabır!
[…] neler yaptığımı ayrıntılı olarak yazacağımı söylemiştim. Bondi’yi merak ediyorsan buraya tıklamalısın. Bondi Plajı yakınlarında, Bondi Junction’daki Westfield Alışveriş […]