Sonunda yaz geldi, okullar kapandı, tatil başladı. Ben de oğlum da deniz kenarında olmayı seviyoruz. Güne erken başlayıp sahil henüz boşken kumda oynamak, denize kimsecikler yokken girmek bizim işimiz! Bebekle ve çocukla tatilin yorucu olduğunu kabul ediyorum zira bütün gün bir çocukla ilgilenmek, onunla saatlerce kumda oynamak, parka götürmek, denizde su belinize gelen seviyede o rahat yüzsün diye uzun süre ayakta durmak (vücudumun üst tarafının alt tarafından her zaman daha fazla yandığını söylemiş miydim?) kolay değil, kabul ediyorum. Ama tüm bu yorgunluk çocuğunuzun “Harika bir gündü değil mi anne?” demesiyle bir anda yok olup gidiyor!!! (Yok, yok elbette saat 21.00’de sızmış şekilde uykuya dalmanın da bunda etkisi vardır)
Bebeğinin veya çocuğunun gittiği yerden keyif alması ve huzursuzlanmaması, güvenli bir ortamda eğelcenli bir tatil yapabilmesi her anne babanın dileği. Ancak başta bebekler olmak üzere çocukların farklı bir ortamda uyumayı, kısa sürede olsa yaşamayı yadırgaması çok normal. Biz yetişkinler bile kimi zaman uyumak için kendi yatağımızı, yastığımızı ararken onlara da hak vermek lazım değil mi?
Tatilde keyfiniz kaçmasın, gittiğiniz yerde çocuğunuzla iyi vakit geçirin ve güneş yanığı, alerjisi, böcek sokması, ishal gibi durumlar için baştan önleminizi alabilin diye hem kendi tecrübemi hem de uzmanların önerilerini belirttiğim birkaç ipucu paylaşmak istiyorum.
Bebeğinize ve çocuğunuza seyahatinizi anlatın
Oğlumla ilk seyahatimizi o 6 aylıkken yapmıştık. O zamandan beri seyahate çıkmadan önce mutlaka onunla konuşuyorum (O konuşmadığı dönemlerde bile ona yapacaklarımızı anlatıyordum). Tatile nasıl gideceğimizi, neler yapacağımızı, nasıl bir otelde kalacağımızı söylüyorum. Yaşı ilerledikçe çocuğunuza gideceğiniz yerin fotoğraflarını gösterebilir, çevresinde neler olduğunu ve birlikte yapabileceğinizi anlatabilirsiniz. Böylece belirsizlik ortadan kalmış olur onlar da ne zaman neyle karşılaşacaklarını bilirler. Seyahati çocuklara sevdirmek için seyahat konulu kitaplar okuyabilirsiniz.
Park yatakta yatmaya alıştırın
Eğer bir bebekle seyahat edecekseniz seyahatte kullanacağınız park yatağı önceden alıp evde de bebeğinizi birkaç gece bu yatakta yatırabilirsiniz. Böylece bu yatağa alışmasını sağlarsınız ve tatilde ilk gece yeni bir yatakta yatmayı yadırgamamış olur. Oğlum anneannesinde kaldığında park yatakta uyuduğu için tatilde park yatak konusunda sıkıntı çekmemiştik. Ancak onun bildiği ve sevdiği çarşaf ve pikesini yanımızda götürdük. Böylece yabancılık çekmemişti.
Hep giydiği kıyafetleri tatile götürün
Tatile çıkmadan önce oğluma birkaç yeni t-shirt, şort, mayo vb. kıyafet alıyorum. Bunlar bavul hazırlığından önce yıkanır, ütülenir ve bavula konur. Ancak oğlum küçükken böyle yapmıyordum. Tatile onun hep giydiği, kendini rahat hissettiği kıyafetleri götürüyordum. Tatilde istemediği ya da beğenmediği bir kıyafeti bir bebeğe ya da çocuğa giydirirken yaşanan ağlama krizini düşünebiliyor musunuz? Bu sebeple, eğer yeni kıyafet de alacaksanız tatil öncesinde mutlaka evde bile olsa çocuğunuzun denemesine, giymesine izin verin. Özellikle daha önce hiç giyilmemiş ayakkabı ya da sandaletle tatile gitmeyin, ayakları acıyan çocuk tatilden keyif almıyor.
En sevdiği oyuncaklar ve kitaplar yanınızda olsun
Bebeğinizin en sevdiği birkaç oyuncağını mutlaka yanınıza alın. Kendini güvende hissetmesine yardımcı olabileceğiniz gibi sevdiği oyuncaklarla oyalanması ve vakit geçirmesi de daha kolay olacaktır. Çocuğunuzun yaşı büyükse ona da yanında hangi oyuncaklarını götürmek istediğini mutlaka sorun.
Boyama kitapları, boya kalemleri, çıkartmalı kitaplar yolculuk sırasında ve tatilde hayat kurtarıyor. İş Bankası Kültür Yayınları’nın çıkartmalı kitaplarını oğlum çok beğeniyor. Tatilde okumak için yanımıza hikaye kitapları da alıyoruz. Eğer başka bir aileyle birlikte seyahat ediyorsanız farklı kitapları yanınıza alın, değiş tokuş yapabilirsiniz. Böylece hem kitaplar bavulda ağırlık yapmaz hem de çocuklar tatil boyunca aynı kitapları tekrar tekrar okumaktan sıkılmaz.
Bebekler için dokun ve hisset bebek kitapları oldukça faydalı. DK ve ABC yayınlarının sayılar, şekiller, yiyecekler ve hayvanları gösteren pek çok kitabı bulunuyor. Aynı şekilde taşıtlar, yemekler, hayvanlar ve eşyaların resimleriyle süslü dokun ve hisset kartları da bebekler için oldukça eğlenceli. Bu kitaplar ve kartlar sayesinde tatilde hem bebeğinizle keyif zaman geçirebilir hem de onun gelişime destek olabilirsiniz.
Bebeğin kendisini daha güvende hissedebilmesi ve yabancılık çekmemesi için, sevdiği bir battaniyeyi veya oyuncağı yanında olmalı.
Evdeki rutininizi devam ettirin
Bebekler düzeni ve rutini severler. Tatilde huzursuz olmalarının sebeplerinden biri de alıştıkları düzenin dışına çıkmış olmalarıdır. Uzun uçak ya da araba yolculuğu, yeni bir oda, yatak vs. çocukların alıştıkları düzenden farklı olduğu için hoşlarına gitmeyebilir. Hemen karamsar olmaya gerek yok, eğer tatilde de günlük rutinini devam ettirmeye çalışırsanız bebeğiniz rahatlayacaktır. Örneğin aynı saatte yemek ve uyku dengesini sağlamanız bile bebeğinizin kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olacaktır. Ancak yolculuk ya da bulunduğunuz yerdeki şartlardan dolayı evdeki düzeni tam anlamıyla uygulayabilmeniz mümkün olmayabilir, karalar bağlamayın hemen. Bebekler farklı ortamlara uyum sağlamayı da öğrenmeli, bu da onun için bir deneyim. Siz elinizden geleni yapın yeter. Örneğin yemek saatinde yolda olacaksanız bebeğinizin maması ya da atıştırmalığını yanınıza alabilirsiniz, uyku saati için kullanıyorsa uyku oyuncağını ona verebilirsiniz vb. Önemli olan onun yanında olmanız ve kendini güvende hissetmesi.
Çocuğunuza özgürlük tanıyın
Yukarıda yazdığım gibi bebekler düzen sever, ancak aynısını çocuklar için söyleyemeyiz. Çocuklar tatilde daha geç yatmak, daha çok oyun oynamak, sadece sevdikleri şeyleri yemek isteyebilirler. Ben bu durumda “tatil kuralları” koyuyorum. Evdeki yeme, oyun ve uyku düzenimiz tatilde olmayabiliyor. Tatilde de her istediğini yapmıyor elbette oğlum ancak kuralları esnetiyoruz. Tatilde her gün bir öğün istediğini yiyebiliyor, bu her gün makarna yemek olsa bile! Normal yatış saatinden daha geç yatmasını sorun etmiyoruz. Yemek yeme konusunda baskı yapmıyoruz ancak yeterli sıvı alımına özen gösteriyoruz. Evde haftasonları 2 gün, günde 20 dakikadan toplam 40 dakika çizgi film seyrederken tatilde daha sık çizgi film seyretmek isterse (genelde denizde olduğu için istemiyor ama) izin veriyoruz. Özetle, tatilde onu belirli sınırlar dahilinde özgür bırakıyoruz ve bu özgürlüğün yani tatil kurallarının sadece tatilde geçerli olacağını, eve döndüğümüzde eski düzene geri döneceğimizi ona anlatıyoruz. Her ikimiz de anlaşmaya sadık kaldığımız için tatilde sorun yaşamıyoruz, size de tavsiye ederim:))
Bebeğiniz kalabalık sevmiyor olabilir
Evde sizinle vakit geçiren, ara ara akraba ve arkadaş ziyaretleri yapan bebekler yazın çok kalabalık tatil köylerine gittiklerinde çevresindeki insanları ve sesi de yadırgayabilirler. Bebekler düzen sever demiştim, hem alıştığı düzenin dışına çıkmış olmak hem de tanımadığı pek çok insanla aynı ortamda olmak onları huzursuz edebilir. Bu sebeple, bebeğinizle ilk defa tatil yapacaksanız kalabalık oteller yerine daha sakin, sessiz küçük ve butik otelleri tercih edebilirsiniz.
Otel seçerken rahatınızı düşünün
Oğlumla sık sık tatile, seyahate gidiyorum. Birlikte butik otellerde de büyük zincir otellerde de kaldık. Sayısız otel deneyimime dayanarak söylüyorum ki otel seçerken 2 kere düşünün. Neden mi? İyi bir otel sizin harika bir tatil yapmanızı sağlayacağı gibi, kötü bir otel seçimi sizin tatilden 2 kat yorgun dönmenizi sağlayabilir. Bakın anlatayım. Eğer küçük bir bebekle büyük bir otelde kalıyorsanız odanızla deniz arasındaki mesafe uzun olacaktır. Bu halde bir şey unuttuğunuzda ya da bebeği uyutmak için otel odasına dönmek sıcak havada bir eziyete dönüşebilir. Aynı şekilde akşam bebek kucağınızda açık büfe kuyruğuna girmek, tam uyurken animasyon gösterisinin ya da konserin yüksek sesiyle bebeğinizin uyanıp ağlamaya başlaması, kolaylık olsun diye puseti almadığınızda odanıza ulaşmak için asansör sonrasında labirent gibi koridorlarda bebeğiniz kucağınızda omzunuzda çanta nefes nefese yürümek… Bilmem anlatabildim mi? Ancak kalabalık gidiyorsanız ve büyük otel seçmek istiyorsanız birkaç konuya dikkat etmenizi söyleyebilirim;
- Bebek odası/oyun odası/çocuk kulübü ve parkı var mı? Özellikle 3 yaş ve üzeri çocuklar öğle ve akşam üzeri saatlerinde güneşten korunmak için ya da akşam yemeği öncesi eğlenmek için oyun odası ve parkı kullanıyorlar.
- Açık büfede çocuk menüsü var mı? Çocuklar için özel yemekler ve oturma alanları, mama sandalyeleri olan otelleri tercih edebilirsiniz. Bazı otellerde bebek maması yapmak için blendırlar, süt ısıtıcıları vb. de bulunan bebek büfesi de oluyor.
- Otelde doktor/hemşire var mı? Hastaneye yakın mı? Tatilde kimse çocuğu hastalansın, yaralansın istemez ancak böyle bir durumda yakında doktorun olduğunu bilmek bir nebze de olsa insanı rahatlatıyor.
- Otelin dükkanı var mı ya da yakında market var mı? Bebek bezlerini bavula koyarsanız bavulun yarısını doldurdunuz demektir. Buna bir de bebek maması ekleyin, kıyafetlere yer kalmayabilir. Bu sebeple bunları gideceğiniz yerde temin edebilmeniz size seyahat kolaylığı sağlayacaktır.
- Büyük otellerde oda seçerken denize/havuza değil bahçeye bakan odalar tercih edebilirsiniz. Böylece gürültüden biraz uzak kalmış olursunuz. Ayrıca bahçe katı oda seçerseniz bebeğiniz odada uyurken siz de bahçeye açılan odanın balkonunda biraz da olsa keyif yapabilirsiniz.
Eğer butik otelde kalmayı tercih ediyorsanız, park yatak, odanızda bebek mamasını vs. koymak için mini buzdolabı olup olmadığını mutlaka sorun. Otelin hastaneye olan mesafesi, denize olan uzaklığı ve bahçe katı odasının olup olmaması da önemli tercih sebepleri arasında.
Aracın sıcaklığı sabit olmalı
Eğer aracınızla tatile çıkacaksanız sıcak yaz günlerinde elbet klima kullanıyorsunuzdur. Ancak arabanın içinin çok soğuk olmamasına özen gösterin zira mola zamanında dışarda terleyen çocuklar arabaya bindiklerinde ya da araba sıcak olduğunda molada klimalı bir yere girdiklerinde sıcaklık farkından dolayı terlemiş olduklarından kolaylıkla hasta olabiliyor. Eğer uçakla seyahat edecekseniz ve genel klima sistemi çalışıyorsa çocuğunuzun üşümemesi için ince bir hırka giydirebilir ya da orta kalınlıkta bir tülbenti battaniye olarak kullanabilirsiniz.
Güneş kremini 30 dakika önce sürün
Uzmanlar, güneşin zararlı ışınlarından korunmak için çocuklarımızın güneşte kalma sürelerini sınırlamamızı öneriyor ve saat 10.00-16.00 saatleri arasında güneşten uzak durmamızı söylüyorlar. Buna ek olarak, hem bizim hem de çocuğumuzun cildinin güneş ışığına uyum sağlamasına imkan vermek ve güneş yanıklarını önlemek için güneşte kalma süresinin de kademeli olarak yavaş yavaş arttırılması gerekiyor. Biz güneşe çıkmadan önce UV filtreli t-shirt ve mayo giymeyi tercih ediyoruz. Geniş kenarlı ve çocuğunuzun boyun ve ense bölgesini kapayan şapkaları da tavsiye ediyorum. Güneş kremini de güneşe çıkmadan yarım saat önce sürmemiz ve suya dayanıklı kremler bile olsa gün içerisinde iki-üç saatte bir yenilenmesine özen göstermemiz gerekiyor. İçerisinde çok fazla kimyasal olan kremlerin de çocuklarda alerji yaptığı söylendiği için biz TruKids ve Daylong markalarının 50 ve 30 koruma faktörlü güneş kremlerini denedik, memnun kaldığımızı söylemeliyim.
Güneş alerjisine dikkat
Eğer çocuğunuzun cildinde kaşıntı varsa, minik kabarcıklar olmuşsa, kırmızı lekeler, kabuklar olduysa, dokunduğunuzda ağrısı olduğunu söylüyorsa güneş alerjisi olmuş olabilir. Eğer vücudunda belirli bölgeler acıyor, yanıyorsa, kızarıklık varsa güneş altında fazla zaman geçirmekten dolayı güneş yanığı olmuş olabilir. Bu durumlarda hangi tedaviyi izlemeniz gerektiğini öğrenmek için doktorunuza başvurmakta fayda var.
Bol su tüketimi önemli
Hem hava sıcaklığı hem de çocuklar deniz kenarında ya da oyun alanlarında çok fazla enerji harcadıkları için tatilde çocuklar aşırı sıvı tüketme ihtiyacında oluyor. Bu zamanlarda asitli içecekler ve kan şekerini aniden yükselten meyve suları yerine bol bol su içmelerini tavsiye ediyor uzmanlar. Ancak yemek öncesinde içilen fazla suyun da iştah kapadığını unutmamak gerekiyor. Elbette aynı durum biz yetişkinler için de geçerli, vücudumuz susuz kalmamalı.
İshal olması halinde sıvı dengesini sağlayın
Yaz aylarında beslenme düzeni değişmesi, içilen sular ve tüketilen gıdalardaki mikroorganizmaların sıcaktan dolayı çoğalması başta olmak üzere pek çok farklı sebepten ishaller artmakta. Eğer ishalle birlikte düşmeyen ateş, kusma da varsa en kısa sürede doktorunuza başvurmanız gerekir. Yaz aylarında ishal vakalarını önlemek için temiz su tüketimi, ellerin sıkça yıkanması, yenilen besinlerin özellikle çiğ tüketilen sebze ve meyvelerin iyice yıkanması, süt ürünlerinin taze iken tüketilmesi, et ve balık ürünlerinin iyice pişirilmesi önem taşıyor. Uzmanlar ishal olan çocuğun sıvı dengesini sağlamak ve bol sıvı alımına destek olmayı, az yağlı, fazla lif içermeyen, pirinç, patates gibi bağırsakları az çalıştırmaya yönlendirici bir diyet uygulamayı öneriyor.
Doğal böcek ilaçları kullanın
Yaz aylarında, özellikle akşamüzeri saatlerinde böcek ve sinek ısırmaları artıyor. Bu sebeple, bu saatlerde çok yeşil ve çiçekli alanlardan uzak durmak, ince uzun kollu bir üst ve pantolon giymek böcek sokmalarını azaltabilir. Biz kimyasal böcek ilaçları yerine Homemade Aromaterapi’den aldığım limonotu ve okaliptüs spreyi ile yağını tercih ediyoruz. Uçucu yağlar oldukları için 2-3 saatte bir tekrar sürmek gerekiyor. Arı sokmalarına karşı üretilen pompalar ile arının zehri alınabiliyor. Buna ek olarak, arının soktuğu yerin şişmemesi için ince bir havlu içinde buz uygulaması ve sonrasında doktorunuzun önerdiği kremi sürmeniz de yaranın iyileşmesini hızlandıracaktır. Bebeklerin beşiklerinde cibinlik kullanmak da geceleri uyku esnasındaki sinek ısırıklarını engelleyecektir.
Daha sık bez değiştirin
Bu mevsimde sıcak hava, besin düzenin değişmesi gibi sebepler bebeklerde isilik ve pişik oranını arttırabiliyor. Bu durumda alt değiştirme sayısını arttırmak pişik olma riskini de oldukça azaltıyor. Alt temizliği yaparken kimyasal içermeyen, parfümsüz ıslak mendillerden kullanmak, bezin ıslandıktan sonra çok fazla bebeğin üzerinde kalmamasına dikkat etmek gerekiyor. Bez değiştirirken, bebeğin altını sildikten hemen sonra yeni ve kuru bezi bağlamak yerine bez bağlanan bölgenin biraz hava almasını sağlamak ve eğer kullanıyorsanız pişik kremi ya da bebek bakım kremi sürmek işe yarayacaktır. Biz bu gibi durumlarda organik zeytinyağı kullandık.
Lavanta yağını unutmayın
Böcek, sinek ısırıklarına iyi gelen ve yastığa 1-2 damla damlattığınızda uykuya geçişi kolaylaştıran, bebeğinizi sakinleştiren lavanta yağı bizim seyahat çantamızın olmazsa olmazı. Lavanta yağımızı da Homemade Aromaterapi’den satın alıyorum. Eğer yağ kullanmak istemiyorsanız yastığa sıkabileceğiniz sprey hali de mevcut.
İlaç çantanız yanınızda olsun
Özellike yurt dışı seyahatlerde (Türkiye’de eczaneden almak daha kolay) ilaç çantamız bavulumuzun olmazsa olmazlarından. İçinde derecemiz, sargı bezi, gazlı bez, kantaron yağı, düşme ve çarpmalar, yanık, böcek sokması ve alerji için kremler, ateş düşürücü ilaçlar, yara bandı başta olmak üzere doktorumuzun önerdiği, kullandığımız ilaçlar var.
Bir cevap yazın