İtalya’ya ilk 18 yaşımda, Belçika’da okuduğum okulun Paskalya tatilindeki gezisi sayesinde gitmiş, renklerine, kalabalığına, her yerinden sanat fışkıran sokaklarına, iyi giyimli yakışıklı erkeklerine ve lezzetli pizzalarıyla dondurmalarına vurulmuş, sonra bu ülkeyi birçok defa daha ziyaret etmiştim. İtalya’da sevdiğim adresleri en sonunda derledim topladım, tek bir yazıya sığdırmayı başardım. Yaz sonu, sonbahar başı bence gidilebilecek en güzel zamanlardan. Buyrun, İtalya’yı birlikte dolaşalım, atladığım bir yer, güzel bir öneriniz olursa da lütfen paylaşın. Yakınlarda İtalya’ya tekrar gitme hayali kuran bendenize bir faydanız dokunsun! İtalya’ya turla gitmek isterseniz, bavul.com’un italya turlarına bakabilirsiniz. Uçak bileti ve otel için de uygun seçenekler sunuyor.
Nereleri Görmeli?
Roma: Roma İmparatorluğu’nun kalbinin attığı yer. O günden bugüne ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş bir şehir. Colesseum Amfitiyatrosu, Forum, PalatineTepesi, Borghese Bahçeleri, Pantheon, Vatikan (elbette müzesi de), Fontana di Trevi (Aşk çeşmesine mutlaka bozuk para atın!), Pantheon, Plazza d. Pietra ve birbirine evlenme teklif edenleri, kırmızı gül verenleri görmek için İspanyol Merdivenleri ve Roma’nın tarihi caddesi Via Del Babuino görülmesi gerekenler listesinde en üst sıralarda. Via del Corso’da yürüyüş yaparak küçük dükkan ve butiklerden alışveriş yapabilirsiniz. Roma’ya turla giderseniz, rehberinizin listesiyle bu listeyi mutlaka karşılaştırın.
Floransa: Floransa’da şehri ikiye bölen büyüleyici güzelliğe sahip Arno Nehri ve üzerindeki 10. yüzyılda inşa edilen sembol köprü Ponte Vecchio, görkemli mimariye sahip Duamo Katedrali, Rönesans dönemi heykelleriyle hayranlık uyandıran San Miniato al Monte Kilisesi, yine heykelleri ile ünlü Piazza Della Signoria (Herkül, Davut ve Medusa’nın kesik başını taşıyan Perseus heykeli burada) Boboli Bahçeleri görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Arno Nehri’nden karşıya geçip Santa Croce’nin dar ve tarihi sokaklarında akşam üzeri yürüyüş yapmayı unutmayın.
Milano: Avrupa’nın en şık şehri olduğunu söylersem sanırım yanlış olmaz. Şehrin simgesi ve Hristiyanlığın en büyük üçüncü katedrali Duomo Katedrali (Duomo di Milano güvercinleriyle ünlü aynı zamanda) Santa Maria delle Grazie Manastırı (Leonardo Da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” tablosu burada sergileniyor), Teatro Alla Scala opera salonu, Galleria Vittoria Emanuele II (tarihi ve büyüleyici bir alışveriş merkezi, cam tavanı ve her köşedeki harika heykelleriyle inanılmaz güzel) ilk aklıma gelenler.
İz Bırakan Müzeler
Roma: Roma’da Katolik mezhebinin merkezi sayılan Vatikan, Rönesans döneminde inşa edilmiş, dünyanın en önemli ve değerli eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sistine Şapel’i mutlaka gezin. Tavanda yer alan Michelangelo’nun “Adem’in Yaratılışı” eseri elbette favorim. Roma’da bulunan Ulusal Modern Sanat Galerisi beş binden fazla harika esere ev sahipliği yapıyor. İtalya’nın en iyi ressamlarının eserlerini burada görebilirsiniz. Bernini ve Caravaggio’nun eserlerini görmek için Galleria Borghese’yi, dünyanın en eski müzesi olarak bilinen Capitol Müzesi’ni ve Barberini Sarayı&Ulusal Antik Sanat Müzesi’ni de listenize ekleyin.
Floransa: Dünyanın en eski ve ünlü sanat müzelerinden biri olan Uffizi Galerisi, Avruapa’nın ilk çizim akademisi ve resim okulu olan ve içerisindeki Michelangelo’nun Davut heykeliyle ün salmış Floransa Akademi Galerisi benim favorilerim arasında.
Milano: İtalya denince herkesin aklına ilk olarak Leonardo da Vinci gelir. O zaman Leonardo da Vinci Milano Bilim ve Teknoloji Müzesi’ni görmeden dönmek yok. Napoleon Bonaparte tarafından1809 yılında yapılan Pinacoteca di Brera’da İtalya’nın en büyük sanat koleksiyonlardan birine ev sahipliği yapıyor.
En Lezzetli Adresler:
Roma: 1936’dan beri hizmet veren, taş fırında yapılan lezzetli pizzalarını deneyebileceğiniz Trattoria e Pizzeria dal Pollarolo, yerel Roma mutfağını deneyebileceğiniz Enoteca Corsi, gerçek bir Napoli pizzası için La Fraschetta, lüks bir alternatif arıyorsanız Urbano 47 ilk önerilerim arasında.
Floransa: Dondurma denince Floransa ilk adres. İtalyan dondurması olarak bilinen gelato ilk kez 16. yüzyılda burada üretilmiş. Krema ile değil, sütle yapıldığı için normal dondurmadan farklı, daha lezzetli. Floransa’daki adresim La Carraria, Piazza Nazario Saurı 25 r. Lezzetli pizzalar için Baldovino, taze balık ve deniz mahsülleri için ise Cibreo’yu denemelisiniz.
Milano: Bir aile işletmesi olan Piero E Pia’da mutlaka gnocchinin tadına bakın. La Trattoria Mialanese’de yerel Milan mutfağının tadına bakabilirsiniz. Kahve molası ya da çay saati için ise önerim Cova.
Not: “İtalya’ya gidip de Armani, Gucci, Prada görmeden olmaz, alışveriş yapmadan dönmem” diyorsanız, outletlere bir gidin derim.
aracla der ki
Floransa’yı hep merak etmişimdir.