Gülten Dayıoğlu benim çocukluğumun yazarı. Yurdumu Özledim, Ölümsüz Ece, Fadiş başta olmak üzere pek çok kitabını ilkokul yıllarımda okumuş, kitap fuarlarında kendisinden imza alabilmek için uzun saatler beklemiştim. Çocukken severek okuduğum Dayıoğlu geçtiğimiz günlerde elli beş yıllık yazarlık yaşamında 90. kitabını yayınladı. Hem yeni çıkan kitapları A Takımı-İz Sürücü Köpekler Dizisi’nin yazım hikayesi hem de çocuklara kitap okumayı sevdirmek için öneriler hakkında konuştuk.
A Takımı İz Sürücü Köpekler dizisi nasıl ortaya çıktı?
Son kitabımdan sonra aslında biraz ara vermek, dinlenmek istiyordum. Ancak, bir gün arkadaşım beni Silivri’de açtıkları köpek yetiştirme çiftliğine davet etti. Köpekleri sevdiğim için çiftliği ziyarete gittim. Olağanüstü yetenekli, dünyaca ünlü Alman kurdu köpekleri yetiştiriyorlar burada. Arkadaşım çiftlikte beni doğum odasına da soktu. Özel ve steril bir tulum giyerek bir kurt köpeğinin doğumunu heyecanla izledim. İşte o minik yavruları gördüğüm anda A Takımı İz Sürücü Köpekler dizisini yazmaya karar verdim. Sonraki günlerde hem arkadaşıma hem de köpek çiftliğindeki görevlilere bir sürü soru sorarak bu konuda pek çok şey öğrendim, yeni bilgiler edindim. 9 kardeş köpeğin hikayesi böyle ortaya çıktı. Bu köpekler doğuyor, eğitimlerini tamamlayıp diplomalarını aldıktan sonra yurdumuzda ve yurtdışında suçluların peşine düşüyorlar. Her kitapta güncel olaylara da yer verdim. Çocukların bu köpeklerin maceralarını merakla ve keyif alarak okuyacağını düşünüyorum.
A Takımı İz Sürücü Köpekler dizisinin çocuklara okuma alışkanlığı kazandırması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Yazarlık hayatım boyunca katıldığım toplantılarda pek çok konuşmacıyla karşılaştım. Ancak bazı kişilerin bizlere sundukları yazıları kekeleyerek okuyan saygın yetişkinler olması dikkatimi çekti. Bu kişilerin henüz ilkokul döneminde okuma alışkanlığı edinme trenini kaçırmış olduklarını düşündüm. Hem öğretmen hem de bir yazar olarak bu konu beni oldukça üzdü, pek dertlendim. Bunun üzerine ben de çocuklara su gibi okuma becerisini kazandıracağına inandığım, kurt köpeklerinin hikayesini anlatan A Takımı’nı yazdım. Bu resimli kitap dizisi çocuklara hem eğlenceli hem de merak edecekleri bir hikaye dizisi sunarak okuma sevgisi, okuma zevki ve okuma alışkanlığı kazanmaları konusunda önemli bir katkı sağlayacaktır diye umuyorum.
Üç farklı nesil sizin kitaplarınızı okuyarak büyüyor. Farklı nesillere hitap etmek zor mu, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle çok büyük bir mutluluk olduğunu söyleyebilirim.Eğer şu anda emekleyen küçükler de ilerde benim kitaplarımı okurlarda dört nesil olacak. Farklı nesillere hitap edebilmek için çalışmak gerekiyor. Bana hep “Çocukların seviyesine nasıl iniyorsun?” diye soruyorlar. Aksine onlar o kadar ilerdeler ki, ben onların seviyesine çıkmaya çalışıyorum, onlardan pek çok şey öğreniyorum. Aksi halde, üç neslin okuyabileceği kitaplar ortaya çıkamazdı.
Aileler, öğretmenler çocukların teknolojiyle vakit geçirdiğini, eskisi gibi kitap okumadığını, okuma alışkanlıkları olmadığını söylüyor. Çocuklara kitap sevgisi kazandırmak her geçen gün daha zorlaşıyor. Sizin bu konuda önerileriniz neler?
Biz teknolojiyle geç tanıştık. Bizim zamanımızda herkeste televizyon yoktu ve televizyon izlemeye arkadaşlara gidilirdi. Bu ona verdiğiniz önemi de gösteriyor aslında. O zamandan bu zamana teknoloji hiç durmadan, hızla ilerledi. Her gün yeni bir şey ortaya çıkıyor, yeni bir ürünle tanışıyoruz. Bu sebeple bizlerin de çocuklarımızın da yenilikleri sindirmeye zamanımız olmuyor. Aslında eskiden çocuklar sokakta da çok şey öğrenirdi. Şimdi sokağa çıkmıyorlar. Ailelerle iletişim azaldı, restoranlarda, yemekte her çocuğun elinde tablet, telefon var. Ne zaman çocukların hayatında sokak gezmesi, kitap okuma ve aileyle iletişim teknoloji kullanımı eşit oranlarda yer alır, o zaman hem sağlıklı hem de okuyan çocuklar, aileleriyle paylaşımda olan çocuklar yetiştirebiliriz diye düşünüyorum. Elbette burada anne babalara çok fazla görev düşüyor. Çocukların kitabı sevmesi için onlara kitap okunması da çok önemli.
Bir cevap yazın