İtalya’nın kuzeyinde yer alan Milano aynı zamanda Lombardiya bölgesinin de başkenti. Milano, dünyanın en büyük Gotik mimariyle inşa edilmiş katedrali olan Duomo di Milano, yine dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Galleria Vittorio Emanuelle II ile dünyanın en büyük tiyatro binalarından biri olan La Scala ile turistlerin ilgisini çekiyor. Modanın da merkezi olarak kabul edilen şehir pek çok lüks İtalyan markasının butiklerini ziyaretçilerine sunarken her yıl düzenlenen moda haftalarına da ev sahipliği yapıyor.
Milano’ya Ulaşım
İstanbul’dan Milano’ya THY ile 2,5 saat süren bir yolculukla direkt uçabilirsiniz. Atatürk Havaalanı ve Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan kalkan THY uçakları Milano’nun en büyük havaalanı olan Milano Malpensa Havaalanı’na iniyor. Pegasus Havayolu ile Milano’ya gitmek isterseniz, Milano’ya yakın olan Bergamo Havaalanı’na uçabilirsiniz. Diğer şehirlerden de Milano’ya aktarmalı olarak uçabilirsiniz.
Havaalanından Milano Şehir Merkezine Ulaşım
Havaalanı ile şehir merkezi arası 30 dakikadan fazla sürüyor ve taksi ile giderseniz de ortalama 70-90 Euro arasında ödemeniz gerekiyor. Havaalanı çıkışında çok rahat taksi bulabiliyorsunuz. Eğer otobüsle gitmek isterseniz Starfly havaalanı ile Merkez Tren İstasyonu arasında sefer düzenliyor. Dilerseniz Autostradale firması ile yetişkin için 14 Euro ve 2-12 yaş grubu çocuk için de 5 Euro ödeyerek shuttle araçlarla da transfer sağlayabilirsiniz. Detaylı bilgi için Autostradale’nin web sitesine göz atabilirsiniz. Ayrıca ATM Otobüs firması ile Malpensa Shuttle ile de şehir merkezine gidebilirsiniz. Malpensa Shuttle ile tek yön 10 Euro ve havaalanı gidiş –dönüş 16 Euro’ya transfer sağlayabilirsiniz.
Eğer Pegasus Havayolları ile uçarsanız Bergamo şehrinde bulunan Bergamo Havaalanı’na (Orio al Serio-BGY) ineceksiniz. Bu havaalanı Milano’ya 45 km. uzaklıkta bulunmakta. Bergamo Havaalanı’ndan da şehir merkezine yine Starfly – Autostradale otobüs ya da shuttle araçlarıyla gidebilirsiniz. Ayrıca ATB otobüs firması da havaalanı ile Bergamo şehri arasında transfer hizmeti gerçekleştiriyor. 2,30 Euro’dan başlayan ücretlerle şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Havaalanından Milano şehir merkezine taksi ile gitmeyi tercih ederseniz taksi ücreti 70-80 Euro arasında tutacaktır.
Milano’da Şehir İçi Ulaşım
Milano’da şehir içi ulaşımda metro, tramvay veya otobüsleri tercih edebilirsiniz. ATM firması şehirdeki ulaşımı sağlıyor. 90 dakika geçerli olan bir biletle dilediğiniz kadar otobüs ve tramvaya binebiliyor ve bir kez de metro kullanabiliyorsunuz. Dilerseniz 24 saatlik geçerli bilet de alabiliyorsunuz. Haftalık seyahat kartları almanız da mümkün. Bu kartlar bulunduğunuz bölgeye göre 10 -12,5 Euro arasında değişiyor ve gideceğiniz yere göre kartınıza para yüklüyorsunuz. Otobüs, tramvay ve metro tek yön ücreti 2,5 Euro’dan başlıyor. Günlük kartların ücreti ise (sınırsız metro/otobüs veya tramvay kullanımı) 4,5 Euro’dan başlıyor. Metro, otobüs ve tramvay ücretleri ile kartlar hakkında detaylı bilgi için ATM’nin web sitesine bakabilirsiniz.
Milano’da Nerede Kalınır?
Bu seyahatimizde şehrin en güzel meydanlarından biri olan Piazza della Republica’ya bakan Hotel Principe Di Savoia’da kalmayı tercih ettik. Müşterileri arasında İngiltere Kraliçesi, Madonna, David – Victoria Beckham ve George Clooney’in de olduğunu okuduktan sonra doğru adreste olduğumuzu anladık!!! Otel 1950ler’e ait bir dekorasyonla döşenmiş ve odaları oldukça konforlu. Kahvaltısının şahane olduğunu söylemeliyim. Biz kullanamadık ama SPA’sı ve havuzu ile de ün yapmış durumda. Unutmadan, odalardaki banyo ürünleri Acqua di Parma olunca yüzümüzü bir kez daha gülümsetti bu otel.
Milano’da Görülecek Yerler
Lombardiya bölgesinin başkenti Milano’ya ilk defa Belçika’da öğrenciyken 18 yaşımda gitmiştim. O zamanki seyahat anlayışımla şimdiki arasında çok fark var, zaten kimin yoktur ki? Ben Milano’yu o zaman soğuk, mesafeli ve içine kapanık bir şehir olarak aklıma yazmıştım. Bu seyahatimde Milano bana kapılar ardında sakladığı güzellikleri gösterdi, adeta utangaç ama sevecen biriydi karışımdaki.
Milano Moda Haftası ve Salone Mobilya Fuarı sebebiyle hem modanın ve tasarımın merkezi hem de pek çok önemli tarihi esere ev sahipliği yapıyor. Bizim sadece 1,5 günümüz olduğu için pek çok görülmesi gereken yer arasından seçim yapmak zorundaydık. Gittiklerimiz gördüklerimiz sonrasında Milano’ya tekrar gitmeye ve daha uzun kalmaya karar verdik.
Milano, Avrupa’da araç trafiğine kapalı en büyük şehir merkezine sahip. Şehrin de kalbi Brera’da atıyor.
- Museo Poldi –Pezzoli: Giacomo Poldi Pezzoli vefat ettiğinde sanat koleksiyonunu devlete bırakmış. Bu koleksiyonda Botticelli ve Mantegna’ya ait eserler ön plana çıkıyor. Müzede heykeller, porselenler, cam ürünler ve halılar olmak üzere pek çok eser bulunuyor.
- Duomo: Dünyanın en büyük Gotik kiliselerinden biri olan bu katedral adeta şehrin de kalbi. Prens Gian GAleazzo tarafından yapımına başlanan bu katedral ancak 500 yıl sonra tamamlanabilmiş. Katedrali gezerseniz tepeye çıkıp şehrin manzarasını izlemeyi de unutmayın. Hava açıksa buradan Alplere kadar manzarayı seyredebilirsiniz. Duomo’nun en çarpıcı özelliklerinden biri 52 sütun, 135 tane kule külahı ve sayısız çatısının olması.
- Teatro alla Scala: Şehrin Neo-Klasik tiyatro binası. Avrupa’nın en geniş sahnesine sahip ve doğal olarak da en ünlü opera binası. Burası opera dünyasının kalbinin attığı yer ve biletleri aylar önceden tükeniyor. Hemen yanında bulunan Museo Teatrale’de prodüksiyonların kostümleri ve dekorları sergileniyor.
- Pinacoteca di Brera: Bence şehirdeki en güzel müzelerden bir tanesi. 17. yüzyıldan kalma bir binada bulunan müze şehrin en kapsamlı sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapmakta. 38 salondan oluşan müzede Bellini, Mantegna, Caravaggio, Raffaello gibi ünlü sanatçıların eserlerini görebilirsiniz. Senin favorilerin hangisi diye sorarsanız; Caravaggio’nun Emmaus’ta Yemek, Bellini’nin Meryem ve Çocuk, Hayez’in Öpücük isimli tabloları. Müzeye giriş ücreti 11 Euro ancak Perşembe günleri ücretsiz!!! Müzeye girişte mutlaka bir müze planı alın, bu planda en önemli eserler ve hangi salonda yer aldıklarını görebilirsiniz.
- Civico Museo d’Arte Contemporanea (Modern Sanatlar Müzesi): Van Gogh, Picasso, Morandi, Gauguin başta olmak üzere pek çok sanatçının eserini görebileceğiniz modern ve çağdaş eserlere yer veren bir müze.
- Santa Maria Della Grozia Manastırı: Şimdi manastırı niye gezdiğimi merak edeceksiniz. Aslında görmek istediğim manastırın kendisi değil, içindeki eser. Ünlü ressam Leonardo’nun Son Akşam Yemeği eseri bu manastırdaki yemekhanenin duvarında yer alıyor. Hristiyan inanışına göre, bu tabloda İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki akşam havarileriyle yediği son yemeği ve bu yemekte havarilerinden birinin kendisine ihanet edileceğini paylaşıyor. Bu tabloyu görmek için önceden bilet almak gerekiyor. Biletler 10 Euro.
- Fondazione Prada, Museo dell’Ottocento ve Galleria d’Arte Moderna gitmek isteyip vakit kalmadığı için bir sonraki seyahate sakladıklarımız.
- Eğer şehirde uzun kalacaksanız Como Gölü ve Lugano Gölü’ne de günübirlik geziler yapabilirsiniz. Bu gezileri turla yapmak isterseniz kişi başı 90 Euro ödemeniz gerekiyor.
Milano’da Nerede Yemeli, Ne Yemeli?
Risotto, carpacio, spagetti, soslu enginar gibi İtalyan klasiklerini tadabileceğiniz Ristorante La Briciola içeri adım attığınız anda sizi aydınlatmasıyla büyülüyor. Sanki bir yeni yıl partisine gelmişsiniz gibi her yer ışıl ışıl. Duvarlarda posterler, burada yemek yiyen ünlülerin resimleri (Bizim masamızın arkasında Kevin Costner vardı- ben kendisini pek beğenirim doğrusu!) ve karikatürler asılı. Restoranın sahibi Gianni’nin de pek çok ünlüyle fotoğrafı duvarları süslüyor. Bu karmaşa size itici gelmesin zira burada her şey anlamsız ve şaşılacak bir uyum içerisinde.
Ratana şehirdeki en popüler restoranlardan biri. Özelliği tüm ürünlerin doğal olması ve nereden geldiğinin müşteriyle paylaşılması. Burada yediğim kuşkonmaz ve ızgara enginarın tadı hala damağımda. Et ve balık ürünleri de menünün en iyileri arasında. Akşam yemeği için rezervasyon şart. Bahçesinde bir çocuk parkı ve açık oturma alanı olduğunu da söylemeliyim, olur da çocukla giderseniz öğlen yemeği sonrasında parkın da keyfini çıkarabilirsiniz.
Fioraio Bianchi Caffe aslında Happy Hour ve aperatifleriyle meşhur. Biz öğle yemeği için gittik. Öğle ve akşam menüsü birbirinden farklı. Yeşil bitkilerle dekore edilmiş bu sade ve sevimli kafede öğle saatlerinde yer bulmak neredeyse imkansız. Yediğimiz ve çok sade bir sunumla masaya gelen ızgara balığın ve yanında gelen kuşkonmaz püresi çok lezzetliydi. Kalabalık olduğu için servis çok hızlı değil, bunu da belirtmemde fayda var.
Galleria Vittorio Emanuelle II içindeki Savini 1867’den beri hizmet veriyormuş. Burada dışarıda oturup çay saati keyfi yapmak şart. Dondurmaları lezzetli ancak portakallı ve dondurmalı krepi benim favorim oldu. Portakal sosunu ateşte sizin önünüzde hazırlıyor ve krepe döküyorlar. Yanında da bir top vanilyalı ya da portakallı dondurma ile servis ediyorlar. Ağzınız bayram ediyor! Burada dışarda oturup Milano’nun şık giyimli erkeklerini ve kadınlarını izlemek de ayrı bir keyif doğrusu, tabii eğer önünüzden elinde fotoğraf makinesi ile geçen turistlerden fırsat bulabilirseniz.
Benim kahve ile aram hiç iyi olmadı, çay seviyorum daha çok. Sabah kahvaltısından birkaç saat sonra verdiğim çay molasında da bir fincan çayı yavaş yavaş ve yanında minik bir atıştırmalıkla içmeyi seviyorum. Bu sebeple pastaneler ve çay salonları hep radarımda. Marchesi şehrin en güzel pastanelerinden biri. İsterseniz İtalyanlar gibi ayakta kahve içip 2 dakika mola verdikten sonra yolunuza devam edin, isterseniz de bizim gibi turistleri örnek alıp çay salonunda oturarak mola verin. Pastane vitrinlerinde bir sürü farklı tart, pasta, çikolata ve şekerlemeyi görüp de nasıl yutkunduğumu tahmin etmek zor değildir herhalde. ( Montenapoleone 9). Bu pastanenin yeni şubesi de Galleria Vittorio Emenuelle’in içinde yer alıyor. Prada’nın üst katında, şahane bir manzaraya sahip bu şık pastanede alışveriş sonrası çay ya da kahve keyfi yapabilirsiniz.
Şehirde yediğimiz en iyi yemeklerden birini Latteria San Marco’da yedik. Burası 8 masalı küçücük bir aile işletmesi. Menüsü her gün değişiyor ve mevsimine göre sebzelerden, klasik İtalyan mutfağı yemekleri sunuyor. Biz ton balıklı limon soslu makarna, kuşkonmaz, salata, soslu kabak yemeği ile et sipariş verdik. Burada yediğimiz makarnanın tadı hala damağımda. Rezervasyon almıyor ve kapıda yarım saat kadar sıra bekliyorsunuz. Yemeğiniz bitince de hemen kalkmanız gerekiyor, uzun uzun oturup sohbet etmenize müsaade etmiyor sahibi. Sahibi sürekli siyah elbise ve inci kolye ile dolaşan, kısa boylu sarışın bir hanım, mutlaka tanırsınız.
Milanolular akşam üzeri aperatif içmeye bayılıyorlar. Bunun için en iyi adreslerden biri La Bottega Del Vino.
Michelin yıldızlı ve Akdeniz mutfağı sunan Langosteria’da deniz mahsullerini denemeyi bir sonraki seyahatimize bıraktık. (Via Savona 10)
Bahçesiyle ünlü ve Milan mutfağının tadına bakabileceğiniz Osteria del Binari ile smoothieleri, çayları ve taze, sağlıklı vegan menüsüyle ilgimi çeken Mantra Raw Vegan da listemdeki diğer restoranlar.
Bol ödüllü bir pastane/fırın olan Pave’nin müdavimleri bile var. Rahat bir ev ortamında hizmet sunan bu kafe güne başlamak için ideal adreslerden bir tanesi. (Via Felice Casati 27)
Çay ve kahve keyfi – yanında tatlı olmazsa olmaz – yapmak isterseniz Cafe Trussardi ve şehrin en havalı pastanesi Cova’yı da es geçmeyin.
Milano’da Alışveriş
Altın Dörtgen’i duydunuz mu? Via Montenapoleone, Via Della Spiga, Via Santo Spirito ve Via Sant’ Andrea sokaklarının oluşturduğu bu dörtgen başta Prada, Gucci gibi İtalyan markalarının ve dünyaca ünlü Louis Vuitton, Dior, Bulgari gibi pek çok lüks markanın dükkanlarının yer aldığı bir bölge. Buradan elinizin boş çıkması biraz zor anlayacağınız.
19. yüzyıldan kalma, cam tavanlı ve mimarisi hayranlık uyandıran Galleria Vittorio Emanuele II’de de Louis Vuitton, Tods, Prada başta olmak üzere sayısız butik yer alıyor. Burası aynı zamanda dünyadaki ilk alışveriş merkezi olarak biliniyor. Bu galeriyi bol bol fotoğraflamadan dönmek olmaz! Bu yorucu alışveriş turundan sonra Savini’de bir çay molası verip önünüzden geçen şık Milanolu beyleri ve hanımları izlemek için koltuğunuza kurulun derim.
Şehrin en ünlü konsept butiği hiç kuşkusuz 10 Corso Como. Pek çok lüks markayı bir arada bulabileceğiniz bu butikteki her bir parça özenle seçilmiş. Hem kadın hem erkek koleksiyonuna yer veren butiğin üst katında ise dergiler, kitaplar ve dekorasyon ürünleri satılıyor. Buradan farklı seyahat kitapları ve rehberler satın aldım. Bu katta ayrıca çocuklar için de özel bir bölüm var. İtalyan ve İngilizce sanat kitapları ve öykü/hikaye kitaplarının her biri çok güzel. Buna ek olarak, 10 Corso Como’nun avluda bulunan bir de güzel kafesi var. İtalyanlar artık çok turistik diye burayı tercih etmese de kısa bir mola için ideal diyebilirim.
Kırtasiye düşkünü biri mutlaka gittiği her yerde kendine saatler geçirebileceği, her bir ürünü inceleyeceği ve sepetini ıvır zıvırla dolduracağı bir dükkan bulur. Milano da beni yarı yolda bırakmadı bu konuda. RigaDritto isimli küçük dükkanda neler neler var bir bilseniz!!! Defterler, kartlar, kalemler ve kırtasiye ürünleri, çizgiroman kahramanlarının – başta TenTen olmak üzere – bibloları, kap kağıtları, bez ve kumaş çantalar, origami kağıtları… Siz de uğramak istersiniz diye buraya adresi de yazıyorum: Cartavela Srl, Via Brera 6 – www.rigadritto.com.
Vintage tarzı kıyafetler, değişik aksesuarlar, çantalar ve ayakkabılar ile ıvır zıvır dekorasyon ürünleri arıyorsanız size farklı bir adres önereceğim. Wait and See. Şehrin yeni yeni popüler olmaya başlayan farklı bir bölgesinde bulunan bu küçük butik modaseverler için gizli bir vaha adeta. Ben de buradan kendime bir kaşık ile bezden bir portföy çanta satın aldım. (Via Santa Marta 14)
En kaliteli parmesan ve çeşit çeşit peynirleri, şarküteri ürünlerini ve farklı sosları bulabileceğiniz şehirdeki en iyi adreslerden biri Peck. Burası aynı zamanda Milano’nun önemli şeflerinden Carlo Cracco’nun da alışveriş yaptığı yer.
Bir şehre gittiğimde semt pazarlarını ve yiyecek içecek satan marketleri mutlaka gezmek isterim. O şehre özgü lezzetleri denemek ve alıp evime de getirmek, sevdiklerimle paylaşmak en keyif aldığım şeylerden. İtalyan mutfağı dünyaya nam salmış durumda olduğundan buraya geldiğimde farklı makarnalar, soslar ve baharatlar ile peynir almak istiyordum. Eataly buradaki en büyük ve çok çeşit barındıran marketlerden bir tanesi. Buraya yolunuz düşerse kendinize mutlaka bir dondurma ısmarlayın!
Via Montenapoleone’ın sonunda bulunan Armani binasının girişinde Armani Libri isimli kitapçı bulunuyor. Tasarım ve mimari kitaplarında oldukça iddialı bir seçkiye sahip. Rizzoli’de de güzel bir kitap arşivi bulunuyor.
Benim gibi dekorasyona, mutfak eşyasına ve evde ıvır zıvır ürünlere meraklıysanız High Tech’te kendinizi kaybedebilirsiniz. Burada mutfak eşyalarından yatak takımlarına, kırtasiye ürünlerinden kıyafete pek çok tasarım ürününü bir arada bulabilirsiniz.
Milano deyince herkesin aklına gelen ilk alışveriş adreslerinden biri outletler oluyor. Gucci, Burberry, Versace, Cavalli, Etro, Armani gibi dünyaca ünlü markaların ürünlerini %30-%70 indirimle bulabileceğiniz Serravalle Designer Outlet Milano’ya 50 dakika mesafede ve sizi kaldığınız otelden alıp bırakan bir shuttle otobüs hizmeti de sunuyorlar. Günü birlik gidip gelebileceğiniz diğer outlerler ise Fidenza Village, Franciacorta Outlet Village, Vicolungo The Style Outlets, Scala Milano Design District ve FoxTown Factory Stores. Eğer şehir içinde indirimli ürünler satan bir dükkan arıyorsanız DMagazine Outlet’e bakabilirsiniz.
Milano’da alışveriş yapmaya vaktiniz kalmazsa üzülmeyin, havaalanında Duty Free kısmında da pek çok ünlü markanın butiği mevcut. Ancak benim uğradığım dükkanlar hep peynir (parmesan ve mozzarella) ve makarna satanlar oldu. Buradan farklı zeytinyağları, makarna sosları ve trüflü soslar da alabilirsiniz.
Çocukla Milano’da Nereye Gitmeli?
Milano’dan çocuklarımıza oyuncak almak istediğimizde bize Nano Bleu isimli oyuncakçıyı önerdiler. Burada günümüzün popüler oyuncaklarının tamamını ve fazlasını bulabilirsiniz. Arabalar, trenler, bebekler, süper kahramanlar, LEGO ve Playmobiller vs. Elbette küçük Fiat 500 ve Vespa modellerini de bulmak mümkün. (Corso Vittorio Emanuele 15).
Milano’da Disney Store olmadan olur mu yahu? Şehrin en popüler caddelerinden birinde üstelik. Biz pek Disney ürünleriyle ilgilenmesek de bu yazıya konu yapmamın bir sebebi var. Buradan oğluma bir t-shirt aldım. Üzerinde yeşil, beyaz ve kırmızı Fiat 500 resimleri var, direksiyonda Mickey, tshirtün üzerinde de Milano yazıyor. Bir taşla 3 kuş vuran Milano hatırası oldu bize!!! (Corso V. Emanuele 30).
Eğer çocuğunuz yürümekten pek hoşlanmıyorsa ya da uzun saatler yürüyecek yaşta değilse o zaman Hop on – Hop off otobüs turuyla şehri gezebilirsiniz Her gün saat 9:30’dan itibaren hizmet veren bu otobüslere kişi başı 22 Euro ödüyorsunuz.
Alfa Romeo arabalar Milano’nun simgelerinden biri. Milano’ya 20 km mesafedeki Alfa Romeo Müzesi de çocukların ilgisini çekebilir. Burada 69 tane tarihi arabayı görebilirsiniz. Ayrıca 4D film izleme imkanınız da mevcut. Müze Salı hariç her gün 10.00-18.00 arası ve Perşembe günleri de 22.00’ye dek açık.
Bir cevap yazın