Oğlumla daha önce pek çok kez birlikte hem yurtiçinde hem de yurtdışında gezmiş olsam da ailece, hep birlikte ilk kez Roma’ya gittik. Oğlum 3 yaşını doldurduktan sonra ona doğumgünü hediyesi diye planlamıştım bu seyahati. Roma’yı sadece romantik aşıklar şehri olarak düşünmemek gerek, bu şehirde aileler için de yapacak pek çok şey var. Hazırsanız, önerilerime başlıyorum!
Roma’ya ne zaman gidilir?
Biz Roma’ya ekim ayında gittik. Hava oldukça güzeldi. Üzerimizde ince bir montla çok rahat dolaştık. İlkbahar ve sonbahar şehri gezmek için en güzel zamanlar. Kışın soğuk, yazın ise bunaltıcı sıcak olabiliyor.
Roma’da Ulaşım
Roma’da havaalanından şehre gitmek için taksiler sabit bir ücret alıyor. Her iki havaalanı için de durum aynı ve 30-40 Euro arası bir ücret ödüyorsunuz. Roma Pass alarak belirli müzelere ücretsiz giriş ya da indirimli giriş sağlayabileceğiniz gibi toplu taşıma araçlarından da ücretsiz yararlanabiliyorsunuz.
Roma’da Nerede Kalınır?
Seyahatlerde butik otelden yana tercih yaptığımız için bu geleneği Roma’da da bozmadık. Hotel Mascagni’de kaldık. Burası Trevi Çeşmesi’ne yürüme mesafesinde, odaları art deco tarzı döşenmiş konforlu bir otel. Çocuk yatağı yani park yatakları yok, çocuk yatağı istediğinizde size beşik getiriyorlar. Eğer çocuğunuz henüz tek başına yatmıyorsa ve sizinle aynı yatakta yatsın istemiyorsanız bu otel size uygun olmayabilir.
Roma’da Nereleri Görmeli?
Dünyanın başkenti olarak kabul edilen Roma’da görülmesi gereken pek çok tarihi bina ve yapı var. Ancak bunların hepsi çocukların ilgisini çekmeyebilir. Biz bu nedenle ufaklığın da sıkılmadan gezeceği birkaç taneyi seçmeye karar verdik.
Colosseum, 2007 yılından beri dünyanın yedi harikasından biri unvanına sahip durumda. 55.000 izleyici kapasitesine sahip bu arenada gladyatörler kıyasıya mücadele ediyormuş. Kapısında uzun kuyruklar olduğunu unutmayın, bu nedenle biletinizi önceden almakta fayda var. Çocukların en çok ilgi gösterdiği yapılardan biri olduğunu sanırım söylemeye gerek yok. Tarihteki yerini de düşündüğünüzde haksız da sayılmazlar. Sıra beklerken gladyatör kostümlü animatörlerle fotoğraf çektirebilirsiniz.
Antik Roma döneminde ticaret merkezi olarak kullanılan Roma Forumu (Foro Romano) da çocukların rahat rahat gezebilecekleri tarihi yerlerden biri.
Pantehon aslında Yunanca “Tüm Tanrıların tapınağı” anlamına geliyormuş. Şehrin bu güne dek korunan en eski yapılarından biri olma özelliğine de sahip.
Trevi Çeşmesi “aşk” çeşmesi olarak biliniyor. Roma’nın en ünlü çeşmesi. Barok minarinin örneği olan bu çeşmeye para atarsanız ya yolunuzun tekrar Roma’ya düşeceğine ya da gerçek aşkı bulacağınıza inanılıyor. Bu nedenle çeşmeyi görmeye gelen hemen hemen her turist çeşmeye para atıyor. Buraya her gün ortalama 3000 Euro’luk para atıldığını öğrendiğimde ne kadar şaşırdığımı söylememe gerek yok herhalde.
İspanyol Merdivenleri, 138 basamağıyla Avrupa’nın en uzun merdiveni unvanına sahip. Bu merdivenlerde oturarak mola vermek ve etrafı seyretmek oldukça keyifli.
Villa Borghese Bahçeleri’ne mutlaka bir gün ayırın. Bahçe yaklaşık 60 hektarlık bir alana yayılmış durumda. İçerisinde bisiklete, ata binebiliyor küçük hayvanat bahçesini ziyaret edip çimenlerde piknik yapabiliyorsunuz. Parkın içinde 2li bisikletlerle gezmeye bayıldık diyebilirim. Dilerseniz trene de binebiliyorsunuz. Parkta yemek yiyebileceğiniz ve tuvalet kullanabileceğiniz pek çok kafe de bulunuyor. Güney bölümdeki Pincio Tepesi’nin manzarası muhteşem. İçerisinde iki tane de müze bulunuyor.
Katolik mezhebinin merkezi Vatikan’ı gezmek istiyorsanız en azından bir gün ayırmanız gerekecek. Burası her daim kalabalık, bu nedenle önceden bilet almakta fayda var. Ziyaret ederken kutsal topraklarda olduğunuzu unutmadan, kurallara uygun şekilde açık olmayan kıyafetler tercih etmeniz gerekiyor. Herkes gibi ben de ilk gittiğimde Michelengelo’nun adeta bir şaheser yarattığı tavanıyla ünlü Sistine Şapel’ine hayran kalmıştım. Sanat tarihinin önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen “Tanrı’nın insana hayat verdiği an” olarak kabul edilen “Adem’in Yaratılışı” da burada bulunuyor. St. Peter’s Basilica’nın içinde gezdikten sonra dilerseniz Vatikan’a tepeden bakmak üzere 323 basamak çıkarak kubbenin tepesine ulaşıyorsunuz. Bu merdivenlerin çok dar olduğunu ve iniş çıkış için ortak kullanıldığını, çocukla biraz zor olabileceğini baştan söylemeliyim. Unutmadan, Vatikan, duvarlarındaki ve tavanlarındaki resimlerle küçük çocuklar için biraz ürkütücü olabilir.
Via Condotti, Roma’nın en popüler alışveriş caddesi. Hermes, Prada, Louis Vuitton, Burberry gibi pek çok lüks markanın dükkanı bu cadde üzerinde yer alıyor.
Eğer semt pazarlarında gezmeyi seviyorsanız her sabah kurulan ve öğlene dek devam eden Campo dei Fiori’ye mutlaka gitmelisiniz.
Piazza Navona şehrin en güzel meydanlarından biri. İki büyük çeşmenin ortasında kalan meydanda sanatçılar, ressamlar sürekli bir şeyler çiziyor, satıyor. Oldukça kalabalık bu meydanda her daim turist var, etrafında da güzel kafe ve restoranlar bulunuyor.
Roma’da Nerede Ne Yenir?
Roma’da çocuklar asla aç kalmaz, pizza, makarna ve dondurmaya hayır diyen çocuk ben henüz duymadım.
Akşam yemeği için favorilerimizden biri Il Chanti oldu. Hem İtalyan lezzetlerini hem de et yemeklerini bulabileceğiniz bu iki katlı restorana rezervasyon şart. Çocuklar için mama sandalyesi mevcut ve oldukça çocuk dostu personele sahip. Elbette çocuksuz gidenler için de romantik bir akşam yemeği vaat ediyor (Via del Lavatore 81/82 A).
Pizza ve makarna yemek isterseniz çocukla rahat edeceğiniz Gusto’yu öneririm. Üst katı oldukça ferah. Mama sandalyeleri de var. Çocuklar hem pizzalarını hem de makarnalarını rahatlıkla yiyebilir. Burası oldukça sevimli ve sıcak bir restoran.
Pizza deyince şehirde mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri elbette da Baffetto. Buranın kapısında kuyruklar oluyor. Çok eski, küçücük 2 odası ve üst katı olan eski bir pizzacı ancak şehrin en iyilerinden biri. Çok açsanız buraya gitmeyin zira beklemeyi göze almanız gerek. Pizzaları 10 -15 Euro arasında değişiyor.
Efsanevi Giolitti dondurmacına mutlaka uğrayın. Hava güzelse kapısının hemen önündeki masalardan birine oturup dondurmasının tadına bakın. Dondurma dışına lezzetli tatlılarını ve kahvesini de denemeyi unutmayın.
Çocukla tatilde ara öğünler ve atıştırmalıklar oldukça önemli. Bizim çantamızda hep su, kuru meyva ve sağlıklı atıştırmalıklar olur ancak seyahatte bunları yanımızda götürmek yerine gittiğimiz şehirden almayı tercih ediyoruz. Crispy Organic Market bize bu konuda çok yardımcı oldu. Bir sürü çeşit organik bisküvi, yoğurt ve kuru meyva satın alabildik. Benim gibi glutensiz, yumurtasız, sütsüz yaşamaya çalışanlar için de pek çok alternatif sunuyorlar.
Roma’da çocukla nereye gitmeli?
– Eminim Roma’ya giden araba meraklısı babalar ve oğullar via Tomacelli’deki Ferrari mağazasını beğenecektir.
– İtalya’nın en büyük oyuncakçısı Little Big Town aslında sıradan bir oyuncakçı. Burada bizde de olan pek çok oyuncağı bulabilirsiniz.
– İspanyol merdivenlerinin yakınında bulunan Pesciolino Rosso’da elle yapılmış ahşap oyuncaklar, duvar süsleri ve saatler var. Burada elle oyulmuş ve boyanmış Pinokyolardan alabilirsiniz.
– la Feltrinelli şehrin en güzel kitapçısı. Burada hem kendiniz hem de çocuğunuz için pek çok farklı kitap bulabilirsiniz. Biz gittiğimiz her ülkenin dilinde bir kitap alıyoruz. İtalya’dan da Casa isimli, dünyadaki farklı evleri anlatan bir kitap aldık ufaklığa. Ben de İtalyan yazarların İngilizce kitaplarına göz attım.
Citta Del Sole Roma’nın bizce en güzel oyuncakçısı unvanını hak ediyor. Burada ortada Brico masası ve üzerinde kurulu bir şehir var. Çocuklar raflardaki oyuncakları rahatlıkla inceleyebiliyor. Oyuncakların dışında bir bölümü de çocuk kitaplarına ayrılmış durumda. Kitapların çoğu İtalyanca olmasına rağmen çizim ve baskıları çok güzel. (Via Della Scrofa 65).
Benim favori adreslerim
İspanyol Merdivenleri’nin hemen yanı başında yer alan Babington’s Tea Room benim gibi çay saati düşkünlerinin mutlaka uğraması gereken yerlerin başında geliyor. Vitrinde sergilenen çeşit çeşit tatlılar ve kekler, farklı lezzet ve aromalarda çaylar sunan Babington’s, çocukla gidildiğinde de rahat edebileceğiniz bir yer. Dilerseniz beğendiğiniz çayları satın alabiliyorsunuz.
Cafe Greco şehrin en popüler caddesinde, Via Condotti’de yer alıyor.
Goethe, Mendelsson, Berlioz, Wagner, Liszt, Gogol, Stendhal, Leopardi, Andersen ve hatta Casanova burada kahve içti. Günümüzde ise yazarlar, politikacılar, sanatçılar ve turistlerin uğrak noktası. İtalya’nın en eski kahve dükkanlarından biri olan Antico Caffe Greco 1760 yılından beri hizmet veriyor. Sanıyorum Roma’daki en ünlü kahve evi burası. İçeriye girer girmez size geçmişe ışınlıyor. Tiramusunun tadına bakmak isteyenler için en doğru adres burası.
Fabriano bence Roma’nın açık ara en iyi kırtasiye dükkanı. Rengarenk defterlerden deri çantalara, farklı boylarda kağıt ve zarflardan paketlere kadar pek çok ürünü bulabileceğiniz Fabriano şehrin en lüks adreslerinden. Defterlerinin renklerine bayılıyorum. Karton dosyalarını ise senelerce kullanmışlığım var. Not kağıtlarından almadan çıkmayın derim. (Via del Babuino, 173)
Not 1: Roma ile ilgili diğer notlarım
Bir cevap yazın