Sabah çok erken kalkıyoruz. Bahçede sandviçlerimizi ve öğle yemeği paketlerimizi hazırlayıp yola koyuluyoruz. Bugün gerçekten de trans yayla yapacağız. Çat Vadisi’ndeki tüm yaylaları gördükten sonra Karadeniz’de belki de yürünebilecek en güzel rotalardan biri olan Amlakit- Hazindağ rotasını yürüyeceğiz.
Kahvaltı sonrası Gito’dan ayrılıp araç ile 1 saat süren bir yolculuktan sonra Elevit Yaylası’na varıyoruz. Elevit Yaylası bu bölgenin en büyük yaylalarından biri. Yaylada bulunan kahvede çay ve mıhlama molası veriyoruz. Sonrasında araçla yola devam edip önce Tirovit sonra ise Palovit yaylarının geçerek yürüyüşe başlayacağımız Amlakit’e varıyoruz.
Amlakit’te bulunan köy kahvesinde ufak bir mola verdikten sonra artık yürüyüş için hazırız. Hazindag’a doğru yola çıkıyoruz. Geçtiğimiz patika inanılmaz güzel. Patika boyunca irili ufaklı dereler, şelaleler görüyoruz. Elbette ben – düz yolda bile yürümeyi beceremediğimden olsa gerek – derelerden atlarken suya giriyorum, dizlerime kadar ıslanıyorum. Bu yüzden çabuk kuruyan pantolon, tozluk ve su geçirmeyen yürüyüş ayakkabısının ne kadar hayat kurtarıcı olduğunu bir kez daha anlıyorum.
Yaklaşık 1,5-2 saat yürüyüşten sonra Hazindağ’a varıp burada tepede örtüleri serip yemeğimizi yiyoruz. Yemek sonrası ise 4 saat kadar sürecek –üstelik bozuk yolda, hatta zaman zaman eski katır yollarında- yaptığımız yürüyüş sonrası ise akşama doğru Pokut’a varıyoruz.
Pokut’ta Firdevs Hanım’ın evinde konaklıyoruz (www.pokutdemircioglu.com). Firdevs Hanım burayı 15 yıldır işletiyormuş. 9 odası 2-3 yataklı, sonrasında 4 oda daha ekleniyor. Bazı odaların banyosu var, bazıları ise ortak banyoyu kullanıyor. Firdevs Hanım burayı yaparken fikir edinmek için oğlundan İstanbul’daki otellere bakmasını istemiş. Bu nedenle tertemiz bembeyaz çarşaflar ve havluları görünce şaşırmamak lazım. İsviçre, Hollanda ve Amerika’dan gelen ziyaretçileri oluyormuş. Evin büyük oğlu biraz İngilizce bildiği için iletişimde sorun yaşanmıyor diyor Firdevs Hanım.
Akşam yemeğinde karalahana çorbası, fasulye turşusu kavurması yiyoruz. Sonrasında da demli çaylar geliyor masaya…
Not: Yarın yolculuk Pokut, Şenyuva sonrası kalbimi bıraktığım Machael’e doğru…
Not 2: Yöre kadınları “Keşan” denilen desenli, el dokumasını başlarına bağlıyor. Fotoğraflarda görmüşsündür.
Bir cevap yazın