Türk İslam tasavvuf tarihinin en önemli şair ve düşünürlerinden olan Mevlâna’nın (Mevlâna Celâleddin Rumi) doğumgünü 30 Eylül olmasına rağmen ölüm tarihi olan 17 Aralık’ta kutlama yapılıyor. Mevlâna, ardından ağlanıp gözyaşı dökülmesini istemediği, cenazesinin matemle değil tebessümle kaldırılmasını vasiyet ettiği için vefat gecesine Şeb-i Arus yani “Düğün Gecesi” deniyor. Bu gecenin düğün günü olarak kutlanmasının sebebi Mevlana’nın ilahi aşkı olan Allah’a kavuşması. Bu sene 738.’si kutlanan Şeb-i Arus törenlerine katılmak için gittim Konya’ya, dedemin köyüne.
Nereleri Görmek Lazım?
Mevlana Müzesi: Konya Mevlevi Dergâhı, 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra 1926 yılında Atatürk’ün isteği üzerine müze olarak açılmıştır. Bugün Mevlâna Müzesi olarak hizmet vermekte. Ziyaretçiler müzenin 4 kapısından biri olan Dervişan Kapısı’ndan içeri giriyor. Mevlâna’nın türbesi de müze içerisinde yer alıyor.
Konya’nın en yüksek tepesi (25 metre) Alaeddin Tepesi’nde bulunan Alaeddin Camii, Tebrizli Ebul Fazl Cabbar tarafından yaptırılmış İplikçi Camisi, Osmanlı klasik mimarisinin Konya’daki en güzel örneklerinden Selimiye Camisi, Konya çarşısının ortasında, muntazam kesme Gödene Taşı ile yapılmış Aziziye Camisi, Hükümet Konağı’nın güneyindeki Şerafeddin Camisi, Selçuklu taş işçiliğinin en görkemli örneklerinden Sahip Ata Külliyesi, Evliya Çelebi’nin Konya’daki en meşhur derviş tekkesi olarak belirttiği Hazret-i Şems-i Tebrizi Tekkesi, Anadolu Selçuklu sanatının başyapıtlarından biri olan Karatay Medresesi, günümüzde Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmet veren İnce Minareli Medrese, daha önce Mezar Taşları Müzesi iken bugün Anıtlar Kurulu olarak hizmet veren ve üstü açık olması sebebiyle benim en beğendiğim yapıt Sırçalı Medrese mutlaka görülmesi gereken yerler.
İnce Minareli Medrese
İnce Minareli Medrese’nin Selçuklu taş işçiliği şaheserlerinden olan taç kapısı üzerinde “Yasin” ve “Fetih” surelerinden ayetler var.
Karatay Medresesi
Karatay Medresesi
Türk neo-klasik dönem mimari akımı örneği PTT binası, Yapı Kredi Bankası ve Ziraat Bankası binalarının fotoğrafı çekilmeli. Konya Arkeoloji Müzesi’nin en göz alıcı teşhir salonu Roma Çağı. Aile koleksiyonun sergilendiği Koyunoğlu Müzesi de ziyaret edilmeli. Bu salonda 6 adet kaliteli mermer taşından yapılmış lahider bulunuyor. İstasyon Caddesi üzerindeki Atatürk Evi ve Müzesi’ni de ziyaret edilmesi gereken müzeler listesine eklemeli. Seyran Köşkü olarak da bilinen Kılıçarslan Köşkü’nden günümüze sadece 2 duvar kalmış, köşk restorasyonda. Ancak Selçuklu saray kalıntısını görmek için güzel bir örnek. Konya Adalet Sarayı, Selçuklu mimarisinden esinlenerek tasarlanmış, cam yüzey üzerine stilize edilmiş Taç Kapısı hayranlık uyandırıcı. Türkiye’nin dört büyük üniversitesinden biri olan Selçuk Üniversitesi Aleaddin Keykubat Kampüsü girişi beni büyüledi diyebilirim.
Selçuklu Dönemi Duvar Çinileri – sır altı tekniği ile yapılmış
Arkeoloji Müzesi
Anadolu Selçukluları’nın kullandığı firuze cami, türbe ve mesçitlerin duvarlarını süslüyor.
Sırçalı Medrese
Konya Lezzetleri: Konya’ya gelirsen yöresel mutfağın tadına bakmadan dönme. Herkes “etli ekmek” denemelisin dedi ama bence etli ekmeğin lahmacundan bir farkı yok.
Başlangıç için bamya çorbası, nar ekşili kaşık salatası, ana yemek için tirit kebabı, fırın kebabı, sebzeli kebap denenmeli. Tatlıya gelince, fıstıklı saç arası, hoşmerim ya da badem helvasını tatmak lazım.
“Konya’da nerede yemek yiyelim?” diye sorarsan sana harika bir adres vereceğim: Somatçı! (Akçeşme Mah. Mengüç Cad. No: 36 –www.somatci.com). Selçuklu mutfağının adına şiirler yazılmış tutmaç çorbası, incirli et, bademli köfte ve tatlı olarak da badem helvası. Üstelik fiyatları da çok uygun. Sahibi ve aşçsı Ulaş Bey zamanında protokol aşçısı olduğu için yemeklerin lezzeti kadar sunumları da şahane.
Sema Töreni ve Semazenler
Her sene 7-17 Aralık tarihleri arasında 2.500 kişi kapasiteli Konya, Mevlâna Kültür Merkezi’nin semahanede saat 14:00 ve 20:00 olmak üzere günde 2 kere sema törenleri düzenleniyor. Sema, tasavvufi anlamda ilahi aşk ve cezbeyi, Hakka vuslat olmayı sembolize etmektedir. Semazen olabilmek için ilk koşul Mevleviliğe gönül vermek ve bunun için kendini yetiştirmek. Dergah’a gelen ve bu yola adım atan kişiye “Can” denirmiş. Üç günlük çileden sonra mutfakta çalışmaya başlar. 1001 günlük bir eğitime tabi tutulur. “İşin mutfağında pişmek” lafı buradan gelirmiş.
Semanın teknik eğitimine gelince, semazenler yere düz yüzeyli ve tam ortasında yuvarlak başlı büyük bir çivi çakılı olan, bir metrekarelik bir tahta yerleştiriyor. Semazen adayı bu çiviyi sol ayağının başparmağı ile yanındaki parmak arasına sıkıştırdıktan sonra dönmeye başlıyor.Sema eğitimi 2-5 ay arasında sürüyor.
Semazenler gösteriden 1 saat önce giyinmeye başlıyor. Giydikleri “tennure” adı verilen beyaz elbise ölümü, onun üstüne giyilen geniş ve siyah “hırka” mezarı ve başlarındaki kahverengi “sikke” de mezar taşını sembolize ediyor. Semazenler sema sırasında sağ kollarını yukarı kaldırıp avuçlarını gökyüzüne sol ellerini de toprağa bakacak şekilde aşağıya çeviriyorlar. Sağ elleriyle Allah’ın lütfunu alır ve sağ elle aldıkları lütfu sol elleriyle toprağa yani tüm insanlığa iletirler. Sema; neyzen, kudüm zen, ayin hanlar gibi musiki erkânının bulunduğu mutrib’in önünde yapılıyor. Sema alanında kırmızı renkli bir post bulunuyor ve postta oturan şeyh Mevlâna’yı simgeliyor. Post en büyük manevi makamı temsil ediyor.
Semazenler sema ederken hem kendi etrafında dönüyor hem de meydanı devrediyorlar. Bu dönüş, gezegenlerin, yıldızların ve dünyanın, kendi etrafında döndükleri gibi, güneşin de etrafında dönmelerini ifade eder. Sema gösterisi UNESCO tarafından 2007 yılında korunması gereken soyut kültürel miras listesine alınmıştır. Eğer Şeb-i Arus haftasında değil başka bir zaman Konya’ya gidersen Sema gösterisi izlemen mümkün. Her Cumartesi saat 20:00’de Mevlâna Kültür Merkezi’nde gösteri yapılıyor, üstelik ücretsiz. İstanbul’da sema gösterisi izlemek istersen Galata ya da Yenikapı Mevlevihanesi’ne gidebilirsin.
Sema gösterisi seyretmek isteyenlere not: Sema sırasında ilk 5 dakikadan sonra flaşlı fotoğraf çekmek, gösteri başladıktan sonra bitmeden salonu terk etmek yasak. Buna ek olarak cep telefonlarının gösteri boyunca kapalı olması ya da sessize alınması gerekiyor, özetle telefonla konuşmak kesinlikle yasak. Ama bu kurallara gösteri boyunca uyulmadığını söylemeliyim. Bu da gösterinin tüm güzelliğini etkiliyor elbette. Post yerden kalkmadan salondan çıkılmaması gerekiyor. Bir de gösteri sonrasında beğenimizi alkışlayarak göstermemek gerek zira bu bir show değil, semazenlerin, Mevlevilerin ibadet ritüeli. Bu konuda görevliler defalarca uyarıda bulunsa da, gösteri sonrasında alkış gırla!
Alışveriş: Hediyelik eşyalar almak istersen Mevlâna Müzesi’nin müze dükkanında çok seçenek bulabilirsin. Diğer müzelerin bir müze dükkanı olmadığını söylemem lazım. Mevlâna sikkesi, semazen, Hu ve VAV harflerinden takılar almak istersen şehrin en popüler alışveriş caddesi Mevlâna Caddesi üzerindeki Baki’ye gitmelisin (No:61- www.bakikuyumculuk.com). “Hoş Görün” felsefesiyle ürün tasarlayan Özboyacı Altın’ın da çok çeşitli takılar ve semboller bulabilirsin. Devlet sanatkârı, sedefkâr Zafer Karazeybek’in sedef işli eserlerini Kültür Merkezi’nin alt katında bulman mümkün (www.zaferkarazeybek.com). Seramikten semazen ve Mevlâna figürleri almak istersen Aziziye Mahallesi, Şeyh Nazım Bey Caddesi No://A’ya uğramalısın. Bu cadde üzerinde (Mevlâna Müzesi arkası, Karatay Belediyesi yanı) turistik hediyelik eşyalar, Mevlâna şekeri ve takılar satan pek çok dükkan bulmak mümkün. Benim önereceğim diğer bir adres ise Gizli Bahçe Keçe Evi (www.kececiyiz.biz). Keçe’den yelekler, sikkeler, kolyeler ve daha birçok ürün bulabileceğin bu dükkan her daim çok kalabalık.
Bir cevap yazın