Sabaha karşı saat dörtte sancıyla uyandım. Kalktım, daha iki adım atmamıştım ki suyum geldi. Eşimi uyandırdım, doktorumla konuştum ve hastanenin yolunu tuttuk. Doğuma hemşire Ayşe Öner ile hazırlanmıştım. Doğum sırasındaki sancılardan kaynaklanan ağrıların doğum masajı ve nefes teknikleriyle nasıl giderilebileceği ve annenin kendini nasıl rahatlatabileceğiyle ilgili pek çok bilgiyi kendisinden uygulamalı olarak öğrendiğim için doğumumda bu teknikleri kullandım. Nefes terapisti olan annem de doğumda yanımdaydı ve bana destek oldu. Doğru zamanlarda nefes tekniklerini kullanarak yaklaşık iki saat içerisinde epidural anestezi ya da ağrı kesici almadan, normal doğum ile oğlumu kucağıma aldım. Dünyalar benim oldu.
SUDA DOĞAN BEBEK KENDİNİ ANNE KARNIDAYMIŞ GİBİ HİSSEDİYOR
Bugünlerde yakın arkadaşlarımın çoğu ya doğurdu ya da bugünlerde doğurmak üzere. Ben de ikinci kez anne olmakla ilgili düşünceler içerisinde olduğum için doğum konusu, daha doğrusu “nasıl doğum yapılacağı” konusu gündemimizi oluşturuyor. İlk defa anne olacak arkadaşlarım doğum konusunda biraz kaygılı ve endişeliyken ikinci kez anneliği tatmaya hazırlananlar ilk doğumlarında yaşadıkları sıkıntıları yaşamak istemediklerinden alternatif yöntemler arayışında. Doğumun gerçek bir mucize olduğunu ve her şeyi aslında anne ve bebeğin kontrol ettiğini ve herhangi bir komplikasyon olmaması halinde bu sürecin akışına bırakılması gerektiğine inanan biri olduğumdan alternatif doğal doğum yöntemlerini dinlemek oldukça ilgimi çekti.
Birkaç ay önce bir klinikte suda doğum yapan arkadaşım Işıl sıcak suyun vücudunu rahatlattığını bu nedenle ilk doğumuna göre çok daha az ağrısı olduğunu ve doğum sırasında ağrı kesici ilaç kullanmadığını söyledi. Neden suda doğumu tercih ettiğini sorduğumda ise; “Oğlum anne karnında amniyon sıvısı içerisinde, doğum da suda olup anne bebeğini su içerisinde kucakladığında bebek hayata rahat, bildiği suyun içerisinde başlangıç yapmış oluyor, üstelik doktorlar suda doğumda doğum kanalı yaralanma ve yırtıkların daha az olduğunu söylüyorlar” dedi.
EVDE DOĞUM KOMPLİKASYON RİSKİ SEBEBİYLE ÇOK TERCİH EDİLMİYOR
Geçtiğimiz sene sonunda yurtdışında evde doğum yapan bir başka arkadaşım ise evde doğumun en iyisi olduğunu söylüyor; “Evde doğumda bütün süreci yanınızdaki uzman ile siz kontrol ediyorsunuz, daha doğrusu her şeyi bebek kendi yapıyor, siz sadece ona dünyaya gelmesi için destek oluyorsunuz. Kendi evimde, istediğim zaman koltukta oturabildiğim, istediğim zaman tuvalete gidebildiğim, müzik dinleyebildiğim ya da camdan bakıp nefes alabildiğim bir doğum yaptım. Anne için büyük rahatlık. Bu doğumun hastane doğumlarından tek farkı herhangi bir komplikasyon olması durumunda evde sizin yapabileceklerinizin kısıtlı olması. Ancak evde doğum sürecini doktorunuzla konuşarak yürütüyorsunuz, o da gerekli olması halinde müdahale etmeye gelebilecek durumda. Benim annem de beni evde ebe yardımıyla doğurmuş, bunun en doğal doğum şekli olduğunu düşünüyorum”.
HİPNOZLA DOĞAL DOĞUMU KOLAYLAŞTIRMAK MÜMKÜN
Bazı doktorların oluşabilecek komplikasyonlar sebebiyle normal doğumu tercih etmemesi, anne adaylarının daha az acı duyacağını düşünerek normal doğum istememesi ya da bebeğin anne karnındaki durumu sebebiyle doktorların normal doğum önermemesi sebepleri başta olmak üzere sezaryen ile doğumun oldukça yaygınlaştığını bir gerçek. Bu nedenle, herhangi bir sağlık sorunu ya da bebeğin ihtiyacı olmadığı sürece, sezaryen tercih etmeyip normal doğum yapmak için çaba harcayan anneleri ilgiyle takip ediyorum. Bu annelerden bir tanesi de geçtiğimiz günlerde Nefes ismini verdiği oğlunu evde hipnotik doğum ile kucağına alan Özgü Namal. Kendisine bu süreçte destek olan ve doğal doğumu savunan Uluslararası Hipnoz Araştırmaları Derneği Başkanı Psikolog Hipnotist Adil Maviş hipnotik doğumu “Doğal doğumu kolaylaştırmak, anne adayını endişelerinden arındırmak, doğum sancılarını rahat karşılayıp doğumu en az müdahale ile içgüdüsel olarak gerçekleştirmek için yararlandığımız bir yöntem” olarak tanımlıyor.
Hipnotik doğum süreci hakkında bilgi vermesini istediğim Maviş; “Anne adayı öncelikle doğal doğum yapmak istemeli. Özellikle doğumdan kaynaklanan stres faktörüyle baş etmek istemesi ve doğuma zihnini, bedenini ve duygularını birlikte hazırlama ihtiyacını duyması halinde “Hipnotik Doğum” eğitimi veren bir danışmandan destek alabilir. Bu yöntemle, ihtiyaca göre 4-6 seanslık bir ön çalışma ve doğum sancılarının gelmesi ile birlikte son çalışma yapılarak doğuma hazırlanılıyor. Bu süreç; bilinç, bilinçaltı ve kendi bilinçaltınız ile iletişim, hamilelikte ortaya çıkan kaygı bozukluklarının E.F.T. yöntemi ile giderilmesi, öğrenilmiş korkulardan kurtulma, bedeni doğuma hazırlamak için nefes ve enerji egzersizleri, otohipnozla doğuma hazırlık, hipnotik tekniklerin öğretilmesi ve imajinasyon ile doğum yapma gibi farklı aşamalardan oluşmakta.
HİPNOTİK DOĞUM TIBBI BİR MÜDAHALE DEĞİL
Maviş, hipnotik doğumun tıbbi bir müdahale olmadığının altını çiziyor ve şizoefektif bozukluk, paranoya, kişilik bozukluğu gibi ağır psikiyatrik rahatsızlıklar geçirmiş olan ya da tedavi gören kişilerin hipnotik doğum yapmaya uygun olmadığını belirtiyor. Hipnoz ile yapılan doğumda annenin bilincinin açık olup olmadığını ve doğduğu anda bebeğin varlığını hissedip hissedemeyeceğini merak edip sorduğumda; “Hipnozda bilinç kaybı söz konusu değildir. Üstelik bu şekilde doğumda annenin enerjisi tükenmediği ve doğumun travmatik etkilerini yaşamadığı için bebeği ile buluşması hem anne hem de bebek için daha keyifli geçer.” yanıtını alıyorum.
Vücudun ürettiği endorfin en güçlü ağrı kesici. Hipnotik doğumda vücut daha fazla endorfin salgılıyor ve bu da anne adayının ağrı eşiğini yükseltiyor. Hipnozla sakinleşmiş olan anne de hem sancıları rahat atlatmasına hem de doğum stresinden uzaklaşmasına sebep oluyor. Bu nedenle bebeğin doğum kanalından daha kolay çıkmasına destek oluyor anne adayı. Maviş, doğum süreci ile ilgili kaygıların anne adayının vücudunun mükemmel işleyişine engel olacağını ve bu içsel bir süreç olduğu için çoğu anne adayının da bunun farkına varmadığını belirtiyor. “Hipnotik doğum sadece acı çekme korkusuyla tercih edilmemeli kişinin kendini anneliğe zihinsel, duygusal ve bedensel bir hazırlık süreci olarak görülmeli. Bunun yanında, hipnotik doğum çalışmalarının etkisiyle anne-bebek arasındaki iletişim doğumdan önce başlıyor ve anne adayı bebek ile bir takım çalışması bilinciyle doğuma hazırlanıyor” diye ekliyor.
Not: Bu yazı 19.04.2015 tarihli Milliyet Pazar ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın