İtiraf ediyorum, küçüklüğümden beri ağzıma ıspanak sürmüyorum. “Tabakta yemek kalmaz, arkandan ağlar sonra” lafını işiterek büyüyen bir neslin evladı olarak okulda zorla yediğim bu yemekle aram hiç yok. Küçükken zorla yedirildiğim için bir sürü şeyi yemiyor, yemek seçiyorum. Oğlum da benim gibi yemek seçmesin, yemek yemekten, yeni tatlar denemekten keyif alsın istiyorum. Ancak kendim yemediğim şeyleri de ona istemediği sürece zorla yediremem. Sizin evinizde de yemek seçen bir minik yaşıyorsa, bu tavsiyelerim işinize yarayabilir!
Kendinizi Suçlamaktan Vazgeçin
- Oğlum uzun süre her ay alması gereken kilonun çok altında kilo aldığı için her gün neyi ne kadar yediğini sayıyordum. Kaç kaşık sebze, kaç dilim meyve yedi bilmek istiyordum. Az yemek yediği günlerde onu yemesi için zorlayarak yemek yemeyi bir tartışmaya dönüştürmekten başka işe yaramayınca bundan vazgeçtim.
- Bazı günler daha az yediğinde bunu sorun etmeyi bıraktım. Benim de canım bazı günler yemek yemek istemiyor sonuçta. Öğlen az yediyse, ikindi de meyve ve yoğurt yer diyorum artık.
- Eş dostun, “Sen bu çocuğa yediremiyorsun, sen beslemezsen kendi yemez ki, çok küçük” söylemlerini kulak arkası etmeyi öğrendim. Çocuğumu en iyi ben tanıyorum ve o sağlıklı beslensin diye elimden geleni yapıyorum, nokta.
- Oğlum yemek yemiyor, ya da bazı yemeklerin tadına bile bakmak istemiyor diye kendimi suçlamaktan vazgeçtim. Benim bu durumda yapabileceğim tek şeyin, yemekleri daha eğlenceli ve yaratıcı şekilde ona sunmak olduğuna karar verdim.
Her Çocuk Ispanak Sevmeyebilir
- Çocuklar için yazılmış birkaç yemek kitabı aldım. İçlerinde en sevdiklerimden biri Yasemin Üstay Tekin’in “Her Çocuk Ispanak Sevmez” isimli kitabı. Kitap her ne kadar beni ismiyle tavlamış olsa da, içerisinde yemek seçen çocuklar için 130 farklı tarif bulunuyor. Tekin oğlunun da çok yemek seçtiğini ve bu süreçte yaşadıklarını ve öğrendiklerini, denediği tarifleri kendisi gibi bu konuda zorlanan anne ve babalarla paylaşmak için bu kitabı yazdığını söylüyor. Yemek seçme konusunda ise “Yetişkinlere yemek seçtiği zaman ısrarcı davranmıyoruz, ancak bunu bir çocuk yapınca ona “seçici” damgasını vurup o yemeği zorla yedirmeye uğraşıyoruz. Çocuğumuzla savaşmayı bırakıp, seçimine saygı duyar ve istemediği o sebze/meyveyi farklı besinlerle karıştırarak, pişirerek sunmayı denersek her şey çok daha farklı olabilir” diyerek izlediği yolu paylaşıyor Tekin. Kitapta fasulyeden brownie, ton balığı köftesi, karnabahar gizli patates püresi, pırasalı köfte gibi farklı tarifler var. Tariflerde, besin değeri zengin sebzeler, çocukların yemeyi daha çok sevdiği yiyeceklerin içine katılmış, üstelik denediğimiz tüm tarifler de oldukça lezzetli.
- Daha önceki yazılarımdan birinde çocuklarına yemekleri adeta bir tablo gibi sunan annelerden söz etmiştim. Bu yaratıcı annelerden biri değilim ne yazık ki. Yemeği sanat eserine çeviremiyorsam, tabak çanakla fark yaratırım diyerek hayatımıza Mojabuka tabakları soktum. Markanın sahibi Kübra Yuvacı çocuklar için arabalı, gemili, kamyonlu ya da uçaklı harika tabaklar tasarlıyor. İsterseniz çocuğunuzun sevdiği çizgi roman ya da masal kahramanını hatta onun yaptığı bir resmi bile tabaklara çizebiliyor. Bizim favorimiz bu trenli tabak. http://mojabuka.sopsy.com sitesinden tabakları satın alabilmeniz mümkün.
Çocuğunuzun Mutfakta Size Yardım Etmesine İzin Verin
Oğlumla hava güzelse pazar alışverişini beraber yapıyoruz. Pazarda salatalık, ceviz ya da mandalina gibi ona ikram edilen şeylerin tadına bakıyor. Ona küçük ahşap bir de mutfak aldım. Evde birlikte yemek yapıyoruz. Yemek yaparken mercimek, makarna, fasulye gibi kuru yiyeceklerle oynamasına da izin veriyorum. Annem börek yaparken ya da hamur açarken mutlaka oğluma da bir parça veriyoruz. Alışveriş ve pişirme sürecine dahil olduğu yiyecekleri mutlaka denemek istiyor, daha çok ilgi gösteriyor.
- Özellikle akşam yemeklerinde bütün aile birlikte masaya oturmaya ve yemek sırasında sohbet etmeye, yemek yemenin aynı zamanda keyifli bir iş olduğunu oğlumu da bu sürece dahil ederek ona göstermeye çalışıyoruz.
- “Herkes yemeğini yedi, bir sen kaldın”, “Yemek yemiyorsan, tatlı da yok”, “Yemek bitmezse, oyun oynamayacaksın” gibi ona kendisini kötü ve suçlu hissettirecek, cezalandırıcı cümleler kurmamaya özen gösteriyorum. Onun yerine “Bu dolma bize süper enerji verecek ve öğleden sonra bahçede uzun süre koşabileceğiz” “Okuldaki tavşanınız da bu havuçlara bayılıyor, istersen bir kısmını onun için ayırabiliriz” gibi onu motive edici şeyler söylemeye çalışıyorum.
- Elbette hazır ve paketli gıdalardan, sağlıksız abur cuburdan, şekerden uzak duruyorum. Bunları sadece ona vermemezlik etmiyorum, önünde ben de yemiyorum. İstediğinde ona yemesi için veremeyeceğim hiçbir yiyeceği masaya koymuyorum (Çok acı hardal hariç!).
- Yemek yerken, sadece yemek yemeğe konsantre olması, tatları algılaması, yemekleri öğrenmesi ve sohbet edebilmek için televizyon, iPad vb. uyarıcılardan da destek almıyorum. Ancak yemek yerken zorlanıyorsak bir kitap, ya da minik bir oyuncak bize eşlik edebiliyor.
Not: Bu yazı 28 Şubat 2015 tarihli Milliyet Cumartesi ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın