Oğluma bakıcı arıyorum! Hikayeyi baştan anlatayım. Oğlum doğmadan önce, benim gibi çalışan ve hamile arkadaşlarım daha hamileliklerinin ilk aylarında, eğer anneleri ya da kayınvalideleri bakamayacak durumda ise, çocuklarına doğum sonrası bakacak birileri için görüşmeler yapmaya başlamışlardı bile. Ben ise 2-3 saatte bir emecek, altını değiştireceğim ve günde ortalama 18-20 saat uyuyacak bir bebeğe kendim – biraz da anneanne desteğiyle – bakabilirim diyordum. İşimi de ona göre ayarlamıştım, bir müddet çalışmayacak, sonra da yarı zamanlı olarak işe dönecektim. Bakıcıya ihtiyacım yoktu. Hem çocuğumu hiç tanımadığım, aile dışında birine nasıl emanet edecektim?
Uykusuz geceler yüzünden bakıcıya “evet” dedim
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Oğlum 7,5-8 ay boyunca hem kendisini hem de bizi oldukça uykusuz bırakan bir kolik yaşadı. Geceleri 1,5-2 saat kesintisiz uyuyabilmek benim için lüks oldu uzun bir süre. Bu dönemde eşim çalıştığı ve gece bir süre oğlanla ilgilendiği, annem de hem lohusayım ve emziriyorum diye bana, hem de oğluma bakmaya çalıştığı için ara ara yorgun düşüp rahatsızlandılar. Sonunda; “Bu böyle olmayacak, bize destek olacak biri lazım” kararını eşimle mecburen aldık. Sabah 9’da gelip akşam 18:00’de gidecek, çocuk gelişimi mezunu “gündüzlü” diye bilinen çalışma sistemine uygun bir bayan ile anlaştık. Sabahları trafik nedeniyle hep geç geldiği ve akşamları da 17:00 itibarıyla makyajını yapıp gitmek üzere hazırlanmaya başladığı için ilişkimiz sadece bir hafta sürebildi. Uykusuz günler ve geceler devam etti.
Tecrübeli bakıcıyla da fikir ayrılığımız oldu
Sonra benden yaşça büyük, çocuk bakımı konusunda tecrübeli başka bir bayanla çalışmaya başladık. Ben evde olduğum ve gündüz 1-2 saat uyuyup enerji toplayarak geceyi rahat geçirmek dışında başka bir beklentim olmadığından bakıcımızın yaptığı her şeyi görüyor ve müdahale ediyordum. “Oğlumu öyle tutmayın”, “Ağlayınca zırlak demeyin”, “Emziğine sakın bal sürmeyin”, “Uyusun diye mama vermeyin”, “Bezini değiştirirken krem kullanmayın”. Bakıcı ben uyurken istemediğim bir şey yapar mı acaba diye gündüz rahat uyuyamaz hale geldiğim yetmiyormuş gibi, çocuk bakımı konusunda benden daha tecrübeli olduğu için sürekli kendimi, nasıl çocuk yetiştirmek istediğimi anlatmak durumunda kalıyor, neyi neden yaptığımı sadece söylemem yetmiyor, aynı zamanda gerekçelerini paylaşmakla uğraşıyordum. Kendimi anlatmaktan, onun tecrübesine dayalı ukalalıklarından yoruldum. Tahmin edebileceğiniz üzere, bu ilişki de uzun sürmedi.
Sonrasında daha geleli 2 gün olmasına rağmen bana sormadan oğluma alerjisi olabilecek yiyecekleri veren, çocuk bakmak yerine bir gözü oğlumdayken diğeri telefonundan ayrılmayan, oğluma zorla yemek yedirmeye kalkan, aşırı temizlik takıntısı nedeniyle günde 10 kere oğlumun da ellerini yıkamaya çalışan bakıcılarla 3-5 günlük maceralarımız oldu. Şimdi, bu satırları yazarken yaşananlar komik geliyor ancak uykusuzluğum ve yorgunluğumun tavan yaptığı günlerde her yeni gelen kişiye evin düzenini, neler beklediğimi anlatırken acınacak halde olduğum kesindi. Tam istediğimiz gibi birini bulduk galiba derken o da çocuğuna bakmak zorunda olduğu için ayrılmasın mı? Kaldık mı gene biz bize, baş başa? Üstelik ben çalışmaya da başladım. Nasıl yapacaktık?
Bu özelliklere sahip bakıcı arıyorum
Bazen tüm günümü ayırmak suretiyle yaptığım sayısız bakıcı görüşmesi sonrasında – tamam ben de ince eleyip sık dokuyorum, çocuğumu emanet etmem kolay değil, kabul ediyorum – artık ne istediğimi gayet net biliyorum. Bence iyi bir bakıcıda bulunması gereken özellikleri listeliyorum. Eğer bu özelliklerde birini tanıyorsanız, ya da bu özelliklere sahipseniz, buyrun görüşelim, oğluma iyi bakacak, çalışmama ve biraz da dinlenmeme yardımcı olacak birini arıyorum!
- Güleryüzlü olmalı. Sabah 5:30’da güne başlamış olsa bile!
- Hem bizim ona, hem de onun bize alışması için süre vermeli. 2 gün içerisinde oğlumun ona koşarak sarılmasını beklememeli, “Bu çocuk beni sevmedi” diye söylenmemeli.
- Oğlumla vakit geçirirken, oynarken onu yönetmemeli, onun ilgi alanına göre oyunlar oynatmalı, bol bol göz teması kurmalı.
- Yumuşak ve sakin bir ses tonuyla konuşmalı, sabırlı olmalı.
- Oğlumun eğitimi ve kişisel gelişimi için birlikte mutabık kaldığımız kurallara uymalı, sırf oğlumun sevgisini kazanmak için benim ve eşimin “hayır” dediğimiz ya da oğlumun yapmasına izin vermediğimiz şeyleri biz yokken yapmasına imkan vermemeli.
- Temiz ve düzenli olmalı ve kesinlikle sigara kullanmamalı.
- Çocuk bakımı konusunda tecrübeli olmalı, çocuk gelişimi ile ilgili kitapları vs. takip etmeli.
- Çocuk hastalıkları ve ilkyardım konusunda bilgi sahibi olmalı.
- Kriz yönetebilme becerisine sahip olmalı, panik olmamalı ve soğukkanlı kalabilmeli.
- Dürüst olmalı. Referansları, aile yaşantısı ve kendi hayatı ile ilgili doğru bilgiler paylaşmalı.
- Evin kurallarına uymalı. Buna ek olarak, oğlumun uyku, beslenme, oyun ve dinleme saatlerine göre belirlediğimiz rutin programa da uymalı.
- Hangi din, ırk ya da milletten olursa olsun, bizim ona yaptığımız gibi o da bizim inançlarımıza, geleneklerimize ve yaşantımıza saygı duymalı.
- Kedilere de alerjisi yoksa, bu iş tamam!
Bilgi: Türkiye Standartları Enstitüsü anne babaların çocuklarını emanet edecekleri bakıcıların Türkçe’yi iyi konuşmaları, yeniliklere açık olmaları ve sorumluluk sahibi olmalarının önemini vurguluyor.
Not: Bu yazı 19 Temmuz 2014 tarihli Milliyet Cumartesi ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın