Bir arkadaşım “Kızım sürekli benimle oynamak istiyor, bir türlü kendi başına oynamıyor” diye dert yanıyordu. Kızı ile oyun oynarken bir yandan da cep telefonundan e-posta mesajlarını cevaplamaya uğraştığını anlattı. Zaman zaman aynı durum bizim evde de yaşanıyor. Birçok anne ev işleriyle uğraşırken çocuğunun ona gösterdiği oyuncakla ilgileniyormuş gibi yapıyor. Geçtiğimiz hafta Paps Parenting’in kurucusu pedagog/psikolojik danışman Tansu Oskay’ın çocuklarla oyun oynamak üzerine bir söyleşisine katıldım. Çocuklarla oyun oynamanın da aslında biz yetişkinler için bazı kuralları olduğunu ve oğlumla oynarken nerelerde yanlış yaptığımı öğrendim. Seminer sonrası aldığım notları ve oğlumla oynarken artık nelere dikkat ettiğimi burada da paylaşmak istiyorum. Oyun terapisi ve faydaları ise bir başka yazının konusu olsun.
Her gün en az yirmi dakika çocuğunuzla oynayın
- Oyunu çocuğunuz kurmalı. Ona “Ne oynamak istiyorsun?” diye sorun, bırakın istediği oyuncağı seçsin, istediği oyunu oynasın. Oyun oynarken onun lider olmasına izin verin. Bu onun özgüvenini geliştirir.
- Ona hangi oyuncakla oynaması gerektiğini ya da seçtiği oyuncakla nasıl oynaması gerektiğini söylemeyin, yaratıcılığına set vurmayın.
- Hata yaparsa, örneğin tabağı direksiyon gibi kullanır ya da ütüyü telefon yaparsa, bunları oyun oynadığınız süre zarfında düzeltmeyin. Hayal gücünü sınırlamış olursunuz.
- Oyun oynarken teşekkür etmiyor, lütfen demiyorsa ona bunları söylemesi gerektiğini anlatmayın. Oyun çocuklarımıza ahlak dersi vermek, değer yargıları öğretmek için kullanabileceğimiz bir araç değil. Bu alışkanlıkları gündelik yaşam içerisinde kazanmalı. Eğer bunları yapmasını istiyorsak günlük hayatımızda bu kelimeleri gerektiğinde onun yanında biz kullanarak ona örnek olabiliriz.
- Her gün en az yirmi dakika başka hiçbir şeyle ilgilenmeden, cep telefonunuza bakmadan, ocaktaki yemeği düşünmeden konsantre bir şekilde hem bedeniniz hem de ruhunuzla orada olarak çocuğunuzla oyun oynayın, bol bol göz teması kurun, sizi aslan kılığına sokmasına, geminin kaptanı yapmasına izin verin. Eğer bunu yaparsanız o da sizinle geçirdiği verimli vakitten ötürü tatmin olacak ve oyun oynamak için ya da oyuna devam etmek için size ihtiyacı kalmayacaktır.
- İşten geldiyseniz ve oyun oynayamayacak kadar yorgunsanız, sakince bir koltukta oturup birlikte kitap okumak, gün içerisinde neler yaptığınızı paylaşmak da en az oyun oynamak kadar çocuğunuzu tatmin edecektir.
Oynarken diğer çocuklar oğlumun oyuncağını aldılar
Biz annelerin en hassas olduğu konulardan biri de çocuklar birlikte oynarken bir çocuğun diğer çocuğun oyuncağını elinden alması, onu itmesi ve çocukların bağırıp ağlaması. Oskay, çocuklar birbirlerine fiziksel zarar veriyorlarsa müdahale edip onları sakinleşinceye dek ayırmak gerektiğini söylüyor. “Ancak fiziksel zarar verme durumu yoksa, o zaman çocuklar ağlasa da size gelip durumu anlatana dek bekleyin, müdahale etmeyin. Eğer size gelip diğer tarafı şikayet ederlerse de çocuğunuza yaptığı şeyin doğru ya da yanlış olduğu, diğer çocuktan özür dilemesi gerektiği şeklinde ona ne yapması gerektiği konusunda akıl ya da ahlak dersi vermememiz gerekiyor” diye anlatıyor Oskay. “Peki ne yapacağız o halde?” diye sorduğumda ise, Oskay; “Çocuğunuzun kendisini ifade etmesine imkan verin. Ondan olanları anlatmasını isteyin. ‘Sen ne yaptın? O ne dedi?’ gibi kimin haklı kimin haksız olduğunu ortaya çıkarmak için araştırmacı dedektif tarzında sorular sormak yerine, ‘Ne oldu?’, ‘Şimdi ne yapacaksın?’, ‘Arkadaşına bir şey diyecek misin peki?’ şeklinde kısa, net ve kararı onun vermesini sağlayacak sorular sormaya gayret edin. Çocuklar sorunları kendi aralarında halletmeyi, zorluklarla baş etmeyi ve problem çözmeyi ancak bu şekilde öğrenebilir.”
Basit oyuncakları tercih edin
Doğru şekilde oyun oynamak kadar çocukların doğru oyuncakla da oynaması da önemli. Oğluma bir şeyler öğretmek için eğitici oyuncaklar alıyordum ve onlarla oynamak istemediğinde onu zorlamasam bile içten içe bozuluyordum. Oskay’a oyuncak seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini de sordum. “Çok fonksiyonlu oyuncaklar yerine daha basit oyuncakları tercih edin. Her tarafında düğmeler, kutular olan, sürekli sesler ve ışıklar çıkaran oyuncaklar çocuğun ilk etapta dikkatini çekse de sonrasında bu tarz oyuncaklardan çabuk sıkılıyorlar. Hayal gücü ve yaratıcılıklarını geliştirecek Legolar, ahşap bloklar gibi oyuncakları tercih edebilirsiniz. Bunlarla daha uzun süre oynayabileceği gibi siz de onunla oynarken her seferinde farklı bir şey yaratacağınız için keyif alırsınız.” diyerek oyuncak seçme konusunda beni yönlendirdi.
Bilgi: Tansu Oskay’ın oyun ve oyun terapisi eğitimlerini papsparenting.com ve tansuozkay.com sitelerinden takip edebilirsiniz.
Not: Bu yazı 13 Aralık 2014 tarihli Milliyet Cumartesi ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın