Bir süredir bu köşeyi okuyorsanız hamilelikte seyahatten bebek odası hazırlığına, hamileyken yapılabilecek sporlardan hamile masajına dek hamilelik dönemine ilişkin farklı konulardaki tecrübelerimi paylaştığımı da takip ediyorsunuzdur. Hamileliğim boyunca gayet sakin ve rahat bir insan olan ben doğum yaklaşınca “Oğlum sağlıklı doğacak mı?”, “Doğumum zor mu olacak acaba?” ve “Ben bu bebeğe nasıl bakacağım, daha önce bir bebeği kucağıma almışlığım bile yok ki?” sorularıyla gelen ufak çapta bir endişeye sahip oldum. Bu endişelerimin giderilmesinde katkısı olan Ayşe Öner’le de hamileliğimin sonlarına doğru katıldığım bir eğitim sırasında tanıştım.
Bebek Bakımı Konusunda Ayşe Öner’den Çok Şey Öğrendim
Ayşe Öner uzun yıllar bebek hemşiresi olarak çalışmış. Bu sırada, kadınların gebelik ve doğum konularındaki bilgisizliklerinden kaynaklanan korku, endişe ve ön yargıların sebep olduğu gergin hamilelik ve zorlu doğum süreçlerine tanık olmuş. Bu sebeple, anne adaylarına hamilelik, doğum ve bebek bakımı konusunda eğitim vermeye başlamış. Farklı hastane ve kurumlarda uzun yıllar eğitmenlik yaptıktan sonra da 1997 yılında Ayşe Öner Hamile Rehberlik Hizmetleri adı altında kendi merkezinde eğitim vermeye başlamış. Aile olmaya adım attığımız bu dönemde ben de Ayşe Hanım’ın eğitimlerine gitme kararı verdim. Hamileliğinizin 16. haftasından sonra katılabileceğiniz bu kursta bebek bakımından bebek odası hazırlığına, doğumda yaşanacaklardan doğru emzirmenin nasıl olacağına dair pek çok konuda bilgi sahibi oluyorsunuz. Ayşe Hanım bebek banyosu, masajı gibi dersleri uygulamalı olarak gösteriyor ve her bir anne adayına tek tek yaptırıyor. Bu eğitim sayesinde (ve tabii nefes koçu annemin katkısıyla) doğumda doğru nefes tekniği ile sancılar sırasında acıyı azaltmayı başardım ve oğlum doğar doğmaz ilk banyosunu korkusuzca yaptırabildim. Üstelik bebekler suda kendilerini tekrar anne karnında gibi hissettikleri için bizim ufaklık bundan çok keyif aldı. Eşlerin de büyük ilgi gösterdiği kurs oldukça interaktif geçiyor. (www.ayseoner.com.tr)
Doğum Destekçisi mi, o da ne?
Bağdat Caddesi’ndeki Pilates Plus’ın sahibi Merve Polat’tan hamilelik dönemimde pilates dersleri aldım. Bir dersimizde yakın zamanda doğum yapan bir arkadaşımın doğum öncesi hastane odasında yaşadığı zorlukları paylaştım Merve ile. Doktorunu beklerken tüm aile odaya doluşup fotoğraf çektirmek ya da sohbet etmek istediğinde arkadaşımın tek istediği biraz sakin ve yalnız kalmak, kafasındaki endişe ve korkuları giderebilmekti. Ancak aile büyüklerine ayıp olur diye bunu söyleyememişti. “İşte aileye onu söyleyebilen, annenin hayal ettiği doğumu yaşaması için ona destek olan kişi douladır” dedi Merve. Doulalar yani doğum destekçileri doğumla doğrudan ilişkisi olmayan, ancak anne adayının rahatı, mahremiyeti ve güvenliği adına gerekli tüm ihtiyaçlarını sağlayan, bu konuda özel eğitim almış kişiler. Dolulalar, anne adayı istediği sürece yanında bulunuyor, annenin rahatlamasına, sakinleşmesine ve doğum sonrası bebeğin emme sürecine de destek oluyor. Doulalar, doğum öncesinde çeşitli masajlar ve egzersizler sayesinde annenin rahat doğum yapabilmesine yardımcı olmaya çalışıyor. Merve de eğitimli bir doula. “Danışanlarıma hayallerindeki hamilelik ve doğum tecrübesini yaşamaları için destek oluyor, onların yanlarında olup o mucizevi ana ortak olmaktan keyif alıyorum” diye özetliyor neden doulalık yaptığını. Doulalardan oluşan bir çalışma ekibi 2013 yılında“Doğumistan” adı altında toplandı. Kendi alanında eğitimli kişilerden oluşan bu ekip annelere doulalık dışında hamilelik ve doğum sonrasında egzersiz ve emzirme konularında da destek olmaya çalışıyor.
(www.pilatesplusistanbul.com- www.dogumistan.com)
Emzirmek için de birine danışmak mı gerek?
Anne sütü özellikle ilk üç dört gün kolostrumdan olgunlaşma sürecine girer. Annenin doğum sonrası hastaneden çıkıp eve geldiği zamana denk geliyor bu süreç. Bebeği doğru şekilde emzirebilmek, anne sütünü bebeğin ihtiyacından fazla geldiğinde sağarak göğsü boşaltmak ve annenin bu sebeple rahatsızlanmasına, ateşlenmesine engel olmak gibi konular hem annenin hem de anne sütünün sağlığı için çok önemli. Anneler bunları bilmediğinde ilk günden itibaren zor bir emzirme süreci yaşayabiliyor. Kimi anne sütü gelmediğini sanarak bebeğe ilk günden mama vermeye başlıyor ya da göğsündeki sütü boşaltamadığı için oluşan problemlerden dolayı emzirmeye ara vermek zorunda kalıyor. İşte tüm bu süreçte doğru şekilde emzirme konusunda destek alabilirsiniz. Emzirme danışmanı Esra Ertuğrul 2005 yılından beri bu konuda çalışıyor. 2008 yılından beri de hem eğitimlerini hem de kendi tecrübelerini “Bebeğim Geliyor” isimli sitesinde paylaşıyor. Esra 2010 yılında prematüre bebek annesi olunca doğum sonrası depresyonla birlikte emzirme konusunda ciddi sıkıntılar da yaşamış. Annelerin emzirmede yaşadığı zorlukları, her şeyin kitaplarda anlatıldığı gibi olmadığını bizzat yaşayarak da anladığı için annelere doğum öncesinde emzirme eğitimi almalarını öneriyor. Esra başka şehirde yaşayan annelere de skype üzerinden destek oluyor. bebeimgeliyor.blogspot.com
Hastane Çantamda Neler Vardı?
Sabaha karşı suyum gelip eşime “Doğum başladı, hemen hastaneye gidiyoruz” dediğimde hastane çantam henüz hazır değildi. Yanımda ne götüreceğimi planlamış olsam da bunları önceden bir çantaya koyma fırsatım olmadı zira bizimki erken gelmeye karar vermişti. Son dakika toparlandım ve evden çıktım. Unuttuklarımı sonra eşim, annem getirdi hep hastaneye. Bizim hastane çantamızda neler mi vardı?
- Gecelik ve sabahlık. Pijama koymadım çünkü doğum sonrası pijama altını giyip çıkarmak, kontrolleri de hesaba katınca kolay olmuyor. Önden düğmeli bir model tercih ederseniz emzirirken geceliği çıkarmanız gerekmez.
- İç çamaşırı. Pamuklu, bel kısmı sıkmayan iç çamaşırlarını tercih ettim. Normal sutyen yerine ise emzirme sutyenlerinden koydum çantama. Gecelik ve iç çamaşırını hastanede kalacağım gece sayısına göre koydum çantama.
- Birçok hastane size kağıt terliklerden verse de ben kendi rahat terliklerimle dolaşmak istedim.
- Çorap. Doğum sonrası ayaklarım üşüdüğü için çok faydası oldu.
- El kremi ve dudak kremi. Doğumda sancılar sırasında dudaklarımı ısırdığım için dudak kremini çok kullandım.
- Diş macunu, diş fırçası, deodorant (kokusuz, doğal bir markayı tercih ettim), yüz kremi, saç fırçası ve saç tokası.
- Göğüs ucu kremi. İlk günden emzirmeye başlayabilirsiniz. Bu nedenle krem çantanızda mutlaka olsun. Ben emzirme öncesi göğüsten silinmesi, temizlenmesi gerekmeyen, bebeğe zararı olmayan doğal kremleri tercih ettim. Mustela, Lansinoh ve Earth Mama Angel Baby’nin kremlerini kullandım.
- Oğlum için 2-3 tane body, tulum, hastaneden çıkarken giydirmek üzere ince bir hırka, çorap, bere, mont ve şapka koydum çantaya. Eve dönerken yolda gerekebilir diye bebek bezi, alt açma örtüsü ve ıslak mendili de yanımıza aldım.
- Oğlumu sarmak için ince bir battaniye.
- Lohusa tacı. Bilun Şen’in zevkle tasarladığı lohusa taçlarından birini kullandım (bilunsen.com).
- Fotoğraf makinesi ve hafıza kartı. Çocuğunuzun ilk dakikalarını sonradan tekrar görebilmek için unutulmaması gerekenlerin başında geliyor.
- Makyaj malzemesi (allık, rimel, parlatıcı). Bebeğimle çekilen ilk fotoğraflarda yorgun ve uykusuz görünmek istemedim.
- Son yapılan kan testlerim, sigorta kartım, kimliğim, hastaneden talep ettiğim şeylerin listesi (örneğin bebeğe bana sorulmadan mama verilmemesi, yıkanırken şampuan kullanılmaması vb) ve cüzdanım.
- Lavanta kokulu mumum (Beni rahatlattığına inanıyorum!)
- Doğum tebrikine gelecek misafirlere ikram etmek üzere badem şekeri, çikolata ve lohusa şerbeti ile plastik bardak.
- Cep telefonu şarjım.
- Hastane odasının kapısına asmak üzere tasarımcı arkadaşım Seda Erdönmez’in hazırladığı arabalı, üzerinde oğlumun ismi yazan kapı süsü.
- Ana kucağı. Eve dönerken oğlumu arabada taşımak üzere otomobil koltuğu olarak da kullanılan ana kucağını da yanımıza aldık.
Not: Bu yazı 1 Mart 2014 tarihli Milliyet Cumartesi ekinde yayınlanmıştır.
Bir cevap yazın