Ben oğluma hamile kalmadan çok önce bizimle yaşamaya başlayan Sofya ve Katya adında iki kedimiz var. Ben hamile kalır kalmaz bu güzel haberi paylaştığım – aile büyükleri dahil – herkes; “Kedileri evden göndereceksiniz herhalde, senin için de bebek için de zor olur” dedi. Hayatımın 8 senesini birlikte geçirdiğim hayvanları bebek geliyor diye kapının önüne nasıl koyardım? Elbette bunu yapmadım. Hamileliğim süresince doktorumun talebiyle gerekli tüm kontrolleri ve testleri yaptırdım. Kedilerimize de veterinerimizin belirttiği tüm kontrol ve aşılar yapıldı. Benim de onların da bir sağlık problemi olmadığı için kedilerimle sorunsuz bir hamilelik yaşadım.
Kedilerimi oğlumun gelişine hazırladım
Dört kişilik yaşantımıza yeni biri katılacağı ve bir müddet tüm ilgiye sahip olacağı için, kedilerimizi bu duruma alıştırmak gerekiyordu. Veterinerimizin de tavsiyelerini dinleyerek bazı hazırlıklar yaptık:
Öncelikle kendi sağlığınız ve bebeğin sağlığı için evde evcil hayvan beslediğiniz bilgisini doktorunuzla paylaşın.
Evcil hayvanlarınızın da tüm sağlık kontrollerinin ve aşılarının zamanında yapıldığından emin olun.
Eğer kedi ya da köpeğinizle aynı odada veya yatakta uyuyorsanız ve bebek geldikten sonra bu düzeni değiştirecekseniz, bunu doğumdan önce yapın. Yeni düzen köpeğinizin ya da kedinizin hoşuna gitmeyebilir, ona da alışması için zaman vermek gerekecek.
Bebeğe aldığınız eşyaların bir kısmını ortada bırakabilirsiniz. Evde başka bir varlığa ait eşyalara da alışmaları gerek hayvanların.
Ben bebeğin kokusuna alışmaları ve biz eve geldiğimizde bebeğin üzerine atlayıp koklamamaları için doğum sonrasında oğlumu sardığımız battaniyelerden birini eve gönderdim. Kediler 2 gün boyunca bu battaniyeyi kokladılar ve eve geldiğimizde bebeğin kokusunu artık biliyorlardı.
Bebek Odasını Yasak Bölge İlan Ettim
Kedilerle oğlumun ilk karşılaşmaları sırasında hem ben hem eşim onların yanındaydık. Bilerek ya da bilmeyerek 3 günlük bebeğe zarar vermelerini istemediğimiz için gerekli önemleri aldık. Oğlumla kedileri aynı ortamda bir süre yalnız bırakmadım. Kedilerin, oğlumu kıskanıp kıskanmadıklarından emin olmam gerekiyordu. Bunun dışında oğlum ve kedilerle aynı evde yaşarken şu önlemleri aldım:
Kedilerin oğlumun yanına kıvrılıp kazara nefes almasını engellememeleri için oğlum uyurken kedileri başka bir odada tuttum. Eğer bebeğiniz için beşik kullanıyorsanız bebeği sallarken kedilerle aynı ortamda olmamaya özen gösterin zira kediler sallanan şeylere karşı meraklılar.
Kedileri bebek odasına çok sık sokmama kararı aldım ancak içerde neler olup bittiğini merak ettikleri ve kapı önünde uzun süre bağırdıkları için ara ara içeri girmelerine de izin verdim.
Kedilerin aşılarını ve kontrollerini düzenli yaptırdığım gibi ufaklığın doktoruna da durumu anlatıp kedilerle oynamasında sakınca olup olmadığını sordum. Doktorum, kedi ve köpekle büyümenin, yapılan araştırmalara göre çocukların başta astım olmak üzere alerjik hastalıklara yakalanma riskini azalttığını söyledi.
Bebeğe zarar vermemeleri için, kediler oğlumun battaniyesi üzerine yattıklarında, yatağına kıvrıldıklarında ya da oyuncaklarını tırmaladıklarında onlara kızmamaya çalıştım (kolay olmuyor!).
Oğlum hareketlenip emeklemeye ve her bulduğunu ağzına götürmeye başlayınca kedilerin kum kutusunu oğlumun rahat ulaşabileceği yerden kaldırdım. Biraz zaman alsa da kedileri de kum kutusunun yeni yerine alıştırdım.
Kediler oğlumun oyun arkadaşı oldu
Oğlum konuşmaya başlayıp kedileri gördüğünde “miy miy” (miyav demek istiyor) demeye başlayınca da kedilerle rahatça oynamasına izin verdim. Kediler oğluma sürtündüğünde ya da kokladığında korkmaması ve kuyruklarına yapışıp çekmemesi için yanlarında durdum sadece. Diğer aldığım önlemler ise şöyle:
Oğluma kedilerin oyuncaklarını ağzına almaması, onlarla diş etlerini kaşımaması gerektiğini öğretmeye çalıştım (çok kolay olduğunu söyleyemeyeceğim).
Oğluma yerde yatan kedilere basmaması, kedileri sıkıştırmaması gerektiğini, aksi halde kedilerin onu tırmalayabileceklerini anlattım ve yapmasını istemediğim şeylerden birini yaparak kedinin benim kolumu nasıl tırmaladığını gösterdim.
Kedilerin tüylerini sık sık taradım. Bu şekilde tüyler çok daha az dökülüyor.
Kedileri yavaşça sevmesi gerektiğini, onlarla sakin şekilde oynaması gerektiğini söyledim. Eğer köpeğiniz varsa, ve onunla güreşerek, boğuşarak oynuyorsanız, bebekle de bunu yapmak isteyecektir. Köpeğinizi bebekleyken sakin oynamaya alıştırmanız gerekecek.
Hayvan sevgisini öğrenmesi için birlikte sokak kedilerini, köpeklerini besledik, sokakta gördüğümüz hayvanları da sevdik.
Oğluma kedilerin mamalarını yememesi gerektiğini anlattım. Bir de kendi mamasını kedilere vermemesi gerektiğini. Sadece kuru mama ile beslenen bir kedinin ballı krep yemesi pek de iyi bir şey değil ne yazık ki.
Eğer köpeğinizi her gün siz dolaştırıyorsanız, hem puset hem köpek birlikte sokağa yalnız çıkmadan önce yanınızda biriyle alıştırma yapın. İlk seferde puseti iterken tasmalı bir köpeği zapt etmek biraz zor olabilir.
Not: Bu yazı 31 Mayıs tarihli Milliyet Cumartesi’de yayınlanmıştır.
Not 2: Fotoğraflar Patricia Willocq
Çiğdem der ki
Özge hanım meraba. Bebeğinizi kedilerle aynı odada ne zamandan itibaren geceleri yatırdınız uyuttunuz ?
Özge Lokmanhekim der ki
Oğlumu küçükken kedilerle yalnız aynı odada bırakmadan önce birbirlerini tanımaları ve vakit geçirmeleri için hep biz de yanlarındaydık. Geceleri aynı odada hiç kalmadılar bebekken çünkü kediler salonda yatmayı tercih ediyordu.
Pınar der ki
Merhaba Özge Hanım, bizim kedilerin mamaları açık büfe gibi sürekli iki yerde duruyor.. Bebek emeklemeye başladığında siz ne yaptınız?
Özge Lokmanhekim der ki
Yemekleri balkon ya da bebeğin giremeyeceği bir alana koymak, kedi kapısı kullanmak çözüm olabilir. Bizde kedi kapısı vardı, odanın kapısı kapandığında bebekler giremese de kediler girebiliyor.